Adıyaman Barosu tarafından, yeni adli yılın başlaması nedeniyle Adıyaman Adliye Binası önünde ortak basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasında, Adıyaman Baro Başkanı Av. Bilal Doğan ve Adıyaman Barosu üyeleri yer aldı. Basın açıklamasını okuyan Adıyaman Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, “Adalet, yalnızca mahkemelerin değil toplumun ortak vicdanıdır” dedi.

“Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, adalete olan güveni sarsmaktadır”

Baro Başkanı Doğan yaptığı açıklamada, hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğini hatırlatarak, “Yeni adli yılın başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak; mesleğimizin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini, toplumun ortak vicdanına katkı sunmak amacıyla bir kez daha kamuoyuna hatırlatma sorumluluğundayız. Hukuk devleti, ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Bugün ise yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfî tutuklama pratikleri yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır” dedi.

“Tutuklamalar, keyfî uygulamaların hedefi hâline getirilmiştir”

Son dönemlerde avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve belediye başkanlarının tutuklanmasına yönelik kararların keyfi uygulamalar haline dönüştüğünü vurgulayan Baro Başkanın Doğan, “Tutuklama tedbiri bir ceza aracına dönüştürülmüş; yalnızca avukatlar değil, gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, demokratik ve Anayasal haklarını kullanan geleceğimiz olan öğrenciler de gözaltına alınıp tutuklanarak keyfî uygulamaların hedefi hâline getirilmiştir. Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit etmektedir. Savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılması, aslında adaletin yargılanmasıdır” dedi.

Baro Başkanı Doğan, avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılmasının adil yargılanma hakkını ortadan kaldırdığına işaret ederek, “Baroların bağımsızlığına yönelik yargı müdahaleleri de, yalnızca yönetimsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırıdır. Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesi, demokratik meşruiyeti zedelemektedir. Meslektaşlarımız yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır” ifadelerini kullandı.

Plansız açılan hukuk fakültelerinin hukuk öğrencilerinin geleceğini tehdit ettiğini vurgulayan Baro Başkanı Doğan, “Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da yeterli değildir; vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması zorunludur” dedi.

Baro Başkanı Doğan açıklamasının devamında şu ifadeleri kaydetti:

“Avukatlar için uygun bir ücret rejimi oluşturulmalıdır”

23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nde avukatlara ilişkin hedefler dikkat çekicidir. Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz. Ancak, bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesi zorunludur. Bu yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz.”

“Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı; ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatlardır. Avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş yöneticilerin özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemez. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.”

Bakan Tunç'dan Bağımsız Yargı Sistemine Vurgu
Bakan Tunç'dan Bağımsız Yargı Sistemine Vurgu
İçeriği Görüntüle

“Yeni adli yıl, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır”

Yeni adli yıl, yalnızca yargının kurucu unsurları olan avukat, hakim ve savcıların değil, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır. Yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, yargı mensuplarının ve toplumun tüm kesimlerinin adaletle buluştuğu, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş belediye başkanlarının özgürlüğüne kavuştuğu bir yıl olmasını diliyoruz.

Basın açıklamasının sona ermesinin ardından, adliye binasında yeni adli yılın açılışına yönelik resepsiyon düzenlendi.

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS