Daha nereye kadar devam edeceksin bu yalanlara.

Sayın başkan!

Bu yazı özel bir yazı. Daha öncesinde buna benzer bir yazı yazmadım. Böyle bir yazıyı da yazmak istemezdim ancak yaşadığımız şehirde seçimle birlikte öyle şeyler oluyor ki yazmasam olmazdı. Çünkü hakkımızda çok büyük bir bilgi kirliliği ve bunun arkasına sığınarak yapılan ciddi yanlış uygulamalar ve aldatmacalar var.

Bu aldatmacalar karşısında bu güne kadar susmamız, hakka, hukuka ve kamuoyuna olan saygı ve inancımızdandır. Ama süreç öyle gelişiyor ki, sokağa çıktığımız her an yanımıza gelen her dost-arkadaşımıza yeni baştan meseleyi anlatmak zorunda kalıyoruz Bizde bir laf vardır “Arlı Ar’ından korkar, arsızda zanneder benden korkar.” Diye.

Muhatapları için söylüyorum. Unutmayın beyler benim ve bizim Allah’tan başka korkacak, kimseye verilmeyecek hesabımız yok. Ama yalanlara da karnımız tok.

İnsanları kandırabilirsiniz. Ama bizim üzerimizden olursa doğal olarak bize de kamuoyu önünde böyle bir cevap hakkı doğar ki onu da Besni Güncel Ajans Ltd. Şti. adına ben yapıyorum.

Sayın başkan

Göreve gelir gelmez  “Biz idareyi devraldık yetki bizde istediğimizi yaparız” diyerek Kamu Etiği, Demokrasi ve Hukukun üstünlüğü ilkelerini hiçe sayarak almış olduğunuz encümen kararıyla 7 yıl önce sizin başkanlığınız döneminde yapmış olduğunuz ve altında yine sizinde imzanızın bulunduğu, Besni belediyesi açık hava reklamcılığı ihalesini yap işlet devret modeli ile almamıza rağmen yaptığınız ilk icraatınız bu ihaleyi iptal etmek oldu. Helali hoş olsun…

Tarafınızdan yapılmış olan bu ihalenin yine tarafınızdan iptali duyulunca gelen tepkilere karşı kendinizi savunmak için “seçim döneminde benim verdiğim reklamları iptal ederek AKP daha fazla para verdi onlarınkini yayınladılar” diyerek kendinizi savunmaya çalışmanız, üzülerek ifade edeyim ki size inanan insanların sizin tarafınızdan kandırılmasından başka bir şey değil. Yani bu koca bir yalan.

Bir şehrin Şehri eminine yakışmayan bu söyleminizin yalan olduğunu söylemek inanın bana da acı veriyor. Ama maalesef söylemek zorunda kaldım. (inanarak, güvenerek samimi duyguları ile oy verenlerden bu söylem için özür diliyorum.) Çünkü bizim dinimizin güzelliklerinden gelen güzel bir sözümüz var “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diye.

Sayın başkan

Yalan yanlışları bir tarafa bırakıp, gelelim doğrusuna.

Birincisi biz kimsenin reklamlarını iptal etmedik. Tam aksine kimlerin hangi reklam panolarını hangi tarihlerde ve ne kadar (gün) kullanacakları büromuzda bütün siyasi partilerin temsilcilerinin, (BDP adına Şevket KORKMAZ, AKP adına Mustafa Erdoğan CHP adına Uğur YARDIMLI,  Saadet partisi adına ise Recep TÜRKMEN) katılımı ile gerçekleştirildi. Tüm partilere kura ile eşit sayıda yer verildi. Hatta Saadet Partisi’ne 1 billboard fazla verildi.

Ayrıca bu toplantıda tüm partilere çağrımız oldu. Sağa sola, gelişi güzel, kaçak korsan afiş ve branda gibi çevre kirliliği yaratacak materyallerin asılmamasını talep ettik. Fakat toplantıdan 3-4 gün sonra siyasi partilerden sadece Saadet Partisi’nin binalara ve şehrin muhtelif yerlerine brandalar astığını, işletmekte olduğumuz dolmuş duraklarına ise korsan afişler yapıştırdığını gördük. Bunun üzerine başkan adayı siz ve encümen adayları arkadaşlarınızı tam dokuz defa arayarak kaldırılmasını talep ettik.

Ancak bütün bu adil uygulamalara rağmen siz, gününüz geldiğinde billboard ve dolmuş duraklarını kullanmayı değil, yine kaçak- korsan afişlerle Besni’nin muhtelif yerlerine ve işletmesi bize ait olan reklam panolarına afişleme yapmayı tercih ettiniz...

Sayın Başkan

Çünkü siz mağduriyet üzerinden başlattığınız siyasetinizi yeni mağduriyetlerle süsleyerek buradan siyasi bir rant elde etmeye çalıştınız ve başardınız.

Hatırlarsanız olayların böyle gelişmesi üzerine sizi defalarca uyarmamıza rağmen bir sonuç çıkmayınca seçime yaklaşık bir ay kala bizzat ben arayarak büromuza davet ettim. Yine hatırlarlarsanız yanınızda Müslüm PAYAM ve şu anki encümenlerinizden İmdat YILDIRIM ile birlikte saat gece 10 buçuk civarlarında büromuza geldiniz. Yaklaşık 12 civarına kadarda bu konuları sizinle konuştuk. Orada şunu söylediniz “ …siz haklısınız ama ben bir seçime girdimi, beni idare edin, geri adım atmam doğru olmaz, eğer ben bu seçimi kazanırsam mağduriyetinizi sonuna kadar gidereceğim size söz veriyorum… “

Ben de size burada bizim maddi bir kaybımızın olmadığını, bizim esas derdimizin tarafınızdan ihlal edilmiş bir hak gaspının olduğunu ve bizim işimize gösterdiğimiz saygının yanlış anlaşılmasını izah etmeye çalıştım.

Ama siz, yine bir mağduriyet üzerinden başladığınız siyasete, yeni bir yalanla kamuoyuna mazlum adam olarak oynamaya devam ettiniz.

Sayın başkan

Tüm bu olanlardan sonra bu konu ile ilgili sizin Halil Tüy yada Güncel Ajans’la ne sorununuz var diye soranlara “benim sorunum Soydanla, seçimde karşımda AKP ye çalıştı, her şeyin bir bedeli var. Buda o” diyormuşsunuz. Aynı şeyleri sizden değil ama sizin encümen ve çok yakın arkadaşlarınızdan bizzat kendim de duydum. İsimlerini yazmıyorum. Ama gerekirse başka zaman yazabilirim.

Benim amacım burada sizinle polemiğe girerek zaman kaybetmek yada zaman kaybettirmek değil. Sizden hiçbir zaman şahsi ve bireysel çıkara dayalı bir talebim olmadı. Bilmeni isterim ki şu ana kadar sadece sizden değil başkalarından da olmadı. Böyle bir şeyi kendime de onurlu hiç kimseye de yakıştırmam.

Biz yaptığımız işlerin hep doğruluğuna inanarak yaptık. Sizin yapıp iptal ettiğiniz aynı ihalede de aynı şeyler geçerli.

Sayın başkan

Bütün bunlar size ve Besni’ye yakışmıyor. Bir idarenin ve idarecinin birincil görevi işleri kolaylaştırmak olmalı, edinilen gücü zarara değil faydaya dönüştürmeli. İnsanların işleri ve aşlarıyla oynayarak ego tatminine değil. Bu memleket için ne yapabilirim gibi değerli fikir ve düşüncelere hizmet etmelidir. O zaman büyür taktir edilirsiniz.

Kardeşi kardeşe düşman ederek, komşuyu komşuyla küstürerek, hısım akrabayı ve arkadaşları bir araya düşürerek memleket yönetilmez.

Demokrasilerin en güzel yanı insanların düşündükleri gibi yaşamalarına saygı duymak ve gerekirse engelleri kaldırıp birlikte, kardeşçe yaşamın önünü açmaktır.

Sayın başkan

Bakın ne dediniz. Ne yaptınız.

-Mesele memleket meselesi dediniz. Memleketi bir araya düşürdünüz.

-Halkın adayıyız deyip sahaya indiniz, seçildikten sonra güç bende istediğimi yaparım dediniz.

-İnsanların işleriyle ekmekleriyle oynamayacağız dediniz, gelir gelmez insanları işlerinden ekmeklerinden ettiniz.

-Size güvenenlere iş aş deyip hatta çarşaf çarşaf işe alınacakların listesini yaptınız. Listelerle birlikte insanlar ortada kaldı.

-Mağduruz edebiyatıyla sokaklara düşüp ev ev gezdiniz, gelir gelmez mağdurlar yaratınız.

-Yıllarca AKP’de siyaset yaptınız, AKP’ye oy verenlere düşman oldunuz.

-Peki siz adaylık alsaydınız hala AKP’de olmayacak mıydınız?….