Ölümü komşuya atmak bir deyimdir.

Anlamı ise üzerinizde olan bir sorumluluktan kurtulmak için sorumluluğunuzu başkalarına devretmeye çalışmak, olarak ifade edilebilir.

Sorumluluk ciddi bir iştir.

Ya almayacaksın yada yerine getireceksin.

Çünkü sorumluluklarınız arttıkça altına girdiğiniz yük  büyür.

Yükünüz büyüdükçe siz de küçülürsünüz. 

Kabul etmek gerek, içinde yaşadığımız hayatın bize yüklediği sorumluluk öyle kolay taşınır bir yük değil.

En kötüsü de  bu yükün altında ezilirken bile, sorunlarımızı kimseyle paylaşmak istemiyoruz

Çünkü korkuyoruz.

Nelerden mi korkuyoruz?

İşçi patrondan korkuyor

İşsiz işe girememekten korkuyor.

Memur sürgünden korkuyor

Esnaf ödeyemediği vergisinden bağ kurundan korkuyor (Haciz gelir diye)

Çiftçi aldığı desteklemelerin kesilmesinden korkuyor

Fakir fukara yeşil kartından korkuyor.

İş adamı alamayacağı ihalelerden korkuyor

Bürokrat dinlenmekten korkuyor.

Sivil toplum örgütleri diyeceğim onların üyeleri etkisiz eleman. Başkanları da beklentilerinden korkuyor.

Sendikacılar zaten gücümüz yetmez niye kötü olalım derdinde

Ne kaldı geriye

Dağdaki çoban diyeceğim onlarda ithal hayvanlardan korkuyor.

Kısacası toplum olarak bir travma geçiriyoruz.

Sokaklar işsizlerden geçilmiyor.

Kahveler hınca hınç dolu. Ama para kazanan kahve de yok. Çünkü çay bile borca içiliyor.

Esnaf siftahsız kepenk kapatıyor.

İşçi memurlar ağlıyor.

Çiftçi ürettiği ürününü maliyet fiyatının altında satıyor.

Fabrikalar işçi çıkartıyor…

İş yerleri bir bir kapanıyor

Borç sarmalı giderek büyüyor.

Ve bütün bunlara karşılık hayat pahalanarak devam ediyor.

.Ne hikmetse Türkiye için genel durum böyle iken, bazıları korkunç paralar kazanıyor.

Zengin fakir aralığı giderek daha da açılıyor.

Dikkat ederseniz yukarıda saydığımız sorunların tamamı ekonomi politikalarının sıkıntıları

Daha bir de bunların

Eğitimi

Sağlığı

Dış politikası vb var

Ama bütün bunları dillendirmeye bu köşe yetmez.

Benim anlayamadığım ne biliyor musunuz?

Evet bunların tümünün sorumlusu siyaset kurumu ve iktidarlardır.Burasını anladık.

Peki bu iktidarlara muhalefet kimin görevi?

Genel için bir şey demiyorum. İnandırıcı olamasalar da Muhalefet partilerinin genel merkezleri İyi yada kötü bütün bunları dillendirmeye çalışıyorlar.

Haklı olarak ulusal medyadan da şikayet ediyorlar.

Peki bizim yerel siyasetçilerimizin niye sesi çıkmıyor?

Besni’de dillendirilecek hiç mi sorun görmüyorlar?

Yani çiftçimizin, esnafımızın, işçimizin, memurumuzun, fakir fukaramızın hiç mi sorunu yok?

Sayın başkanlar

Ne zaman yanlarında olacaksınız bu vatandaşın?

Unutmayın ki ,

Ölümü komşuya atmanın kimseye bir faydası olmaz…