Geçen sayımızda, büyük babam ve babamın harp içerisinde yaşadıklarını sizler ile paylaşmış idim.

Cumhuriyetimizin, kuruluşunun henüz 15 inci yılı. İkinci dünya harbinin çan sesleri çalmaya başlamıştı. Birinci cihan savaşında, 1.560.000 şehidimizden geriye kalanları yorgun. Cumhuriyet in çocukları ise henüz en büyüğü 14 yaşında. Gökte görünen kara bulutlar misali ülkemiz bir felakete daha itilmek isteniliyordu. İkinci cihan harbi bütün şiddetiyle devam ediyordu. İngiltere başbakanı Çor çil ve Cumhurbaşkanımız İsme İNÖNÜ Kahire’de bir araya gelirler. İkinci toplantıları Adana da tren vagonunda yapılır. Aralarında şu konuşmalar geçer. ÇORÇİL İNÖNÜ’YE bu savaşta sizi aramızda görmek isteriz.

İNÖNÜ: Askerim yoktur, yoktur.

ÇORÇİL: Size asker veririz.

İNÖNÜ: Ne kadar asker verirsiniz.

ÇORÇİL: İstediğiniz kadar asker veririz.

İNÖNÜ: Nereden asker verirsiniz.

ÇORÇİL: Yeni Zelanda ve sair.

İNÖNÜ: Ben İngiliz askeri isterim.

ÇORÇİL: Benim askerim sınırlıdır.

İNÖNÜ: Ben öz İngiliz askeri isterim komutanda TÜRK olacak.

ÇORÇİL: Size istediğiniz kadar asker veririz komutan İngiliz olacak.

Bu olaylardan kıskanan Almanlar, Türkiye ye saldırmak ister. Bir Fransız şunları söylemişti. Biz Antep e 11 ayda girdik. Oysa Anadolu da onlarca Antep var demişti. Bir Anteplide Onların tanklarına karşın bizim tüfeğimiz olmasına rağmen Fransızlar bizi esir etmedi. Bizi açlık ve sefalet esir etti demişti. Durumu gözden geçiren Almanlar, Anadolu’ya girer isek bir daha çıkamayız düşüncesiyle vazgeçerler. Trakya’da askerlik yapan hemşerimiz bir çavuş şunu söylüyordu. Trene bindik nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Sonunda dönün dediler döndük meğer harbe gidiyormuşuz diye o günün heyecanını sanki yeniden yaşıyordu. Birçok tecrübeleri olan TÜRK KIZILAY’I İlçemiz Besni’de 1940 yılı Aralık ayının ortalarında Babamın da aralarında bulunduğu KIZILAY Besni Şubesi kurulur. Kısa bir zamanda tamamı yün olan 3.885. parça kazak, çorap ve eldiven olmak üzere erler adına yardım toplanır. 2.000.000. milyonun hayatına mal olan böylesine bir harpten kimsenin burnu kanamadan kurtulmuş olundu. 1950 yılı sonrasıydı. Kuzey Kore ve Güney Kore arasında başlayan savaşta anlaşmalar gereği ülkemizde asker vermekle katılmıştık. KUNURİ savaşı bir seferinde de çembere alınan askerlerimiz den ittifak kuvvetleri TÜK askerlerinden ümitlerinden ümitlerini kesmişlerdi. Bu çemberi de yaran Mehmetçikler az bir zayiatla kurtulmuşlardı. Kore dede kahramanlıklar yaratan Mehmetçiklerden dünya bahsediyordu. Savaş bittiğinde terhis olan Mehmetçikler yurda dönerken bir seferinde 1959-1960 sıraları idi. İzmir HAVA HARP okulunda askerim, üç kuyular semtine gelen bir grup KORE Gazisini görmeye gittim. İçeriye kimseleri bırakmıyorlardı. Bu gurubun içinde altı askerde Besnili idi, hep tanıdıktı. Akşamında hep beraber olup hasret giderdik.

Gelecek sayıda: 1964 KIBRIS Barış Harekatı