Vakti zamanın da bir padişah bir gece istirahata çekildiğinde şöyle bir rüya görür. Ve o rüyanın etkisiyle uykusundan uyanır. Çok beğendiği iki vezirini huzuruna alır der ki: ben bu gece rüyamda bütün dişlerimin döküldüğünü gördüm, buna çok üzüldüm. Sabaha kadar da uyuyamadım. O üzüntüm devam etti.

Birinci vezir: bu rüyaya göre senin baban ölecek annen ölecek dayım ölecek amcan ölecek çocukların ölecek hanımın ölecek en sonunda da sen öleceksin? Bu rüya buna işaret ediyor padişahım der. Fakat padişah bu yorumdan hiç hoşlanmadığı gibi vezirini hem azleder hem de huzurundan kovar.

İkinci vezir ise: müsaade isteyerek söze şöyle başlar. Der ki padişahım bu rüya çok güzel, çokta mübarek bir rüya, öyle güzel ki açıkça ifade ediyor, yani sizin aile içerisinde bütün akrabalarınızda dahil en uzun ömürlü siz olacaksınız, bu rüya açıkça bunu ifade ediyor der. Ve padişahın takdirini kazanır aynı zaman da vezirinin tabirine sevinir çok hoşuna gider ve de vezirini de mükafatlandırır.

Şimdi sayın değerli okurlarım iki vezirin de söylemiş oldukların sözlerin neticesi aynı değil mi? Yani yorumun her iki vezirinkinde de ne fark var? Esasında iki vezirinde yorumu aynı şeyleri ifade ediyor. Fakat aralarında ki tek fark ise söylenen üsluptur. Birinci vezirin tabiri padişahın moralini bozuyor. Ama ikinci vezirin ki ise padişahı memnun ediyor.

Anlattığınız mevzunun içeriği çok ta mühim ve güzel olabilir. Fakat esasında, anlattığımız şeyi mühim ve güzel yapacak olan şey içerikten ziyade o konuşulanın adabında ve üslubundadır.

Burada üslup derken kastettiğimiz şey sözü nasıl söylediğimizdir. İfade tarzıdır.

Atalarımızda geçmişte söyledikleri güzel bir tabir vardır. ( bir söz söyle ki sözünden ibret alsınlar sözü üslubuyla söylemesini bilemezsen sukut et seni bir adam sansınlar)

Yazıma Yunus Emre’den bir deyiş ile son veriyorum.

( söz ola kese savaşı,

söz ola kestire başı,

söz ola ağulu aşı

yağ ile bal ede bir söz.) saygılarımla.

Not: üslup” tarz biçim usul yol manalarını ifade eder.