Reform Hükümeti kurulması yönünde ciddi bir fırsatın doğduğunu ancak muhalefet partilerinin buna yanaşmadığını belirten AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın; “Türkiye’nin kutuplar arası geriliminin alınması noktasında da hakikatten orta bir yola gelindi. Tabi ki her iki parti arasında derin görüş ayrılıkları var. Bu noktada tabanların koalisyona yaklaşımı çokta pozitif olmadı. Eğitim, dış politika gibi önemli konularda bu fikir ayrılıkları bu işi zorlaştırdı. Buna rağmen biz bu 25. dönemi heba etmeyelim dedik. Türkiye’nin istikrarı adına uzlaşma kültürümüzün bir gereği olarak demokrasi kazanacak, Türk siyaseti kazanacak. Bu bağlamda bir reform hükümeti kurulsun diye ciddi bir fırsat doğdu. Bugüne kadar gerçekleştiremediğimiz, yapamadığımız yeni anayasayı belki büyük bir oranda yapabilecektik. Erken seçim barajı dahil olmak üzere siyasi partiler yasası, seçim kanunu gibi pek çok sorunu çözecek olan ciddi bir irade koyduk ortaya. Bunu gelin birlikte yapalım dedik. Sürenin 4 yıl olması, 3 yıl olması önemli değil. Önemli olan nitelikli işlerin yapılmasıdır. Sizin ne kadar koalisyonda ve hükümette kaldığınızdan da ziyade birlikte bu ülkenin çıkarına güzel işler yapıyor musunuz, reformlar yapabiliyor musunuz, Türkiye’nin önünü açan geleceğiyle ilgili çok önemli kararlar alabiliyorsanız ve bu noktada bir irade ortaya koyuyorsanız her şeye rağmen gelin birlikte yapalım. Ayrıştığımız noktaları bir tarafa bırakalım. Ama uzlaşabileceğimiz çok önemli konular olabilir ki var. Yeni anayasa olsun, seçim barajı olsun pek çok alanda bir araya gelebilirdik. Maalesef CHP’nin bu özellikle 4 yıl ısrarı hakikatten bu fırsatı kaçırdı. Şimdi 4 yıl diyebilirdik. 3 ayın sonunda bir konu çıkar ki, koalisyonu sürdürmek kolay değildir. Eğer koalisyon dağılırsa birbirimizi aldatmanın, kandırmanın da gereği yoktur. Bence bir bahane olarak ileri sürüldü. Çünkü siz bunu öngöremezsiniz. Eğer koalisyon, bir hükümet profili oluşturulacaksa uzlaştığınız konuları incelersiniz. Bunlar olabildiği ölçüde devam eder. 3 ayda olur, 5 ayda olur, 1 yılda olur devam ederse 2 yıl belki de 4 yıl olur. Ama peşinen ön kesmek adına böyle bir sert duruş yada kırmızı çizgi ortaya koymak bence doğru değildir.” Dedi.

Milliyetçi Hareket Partisinin hiçbir şeye olumlu cevap vermediğinin altını çizen Vekil Aydın; “MHP’nin tavrını anlamak hiç mümkün değil. Her iki siyasi parti de hiç yeri değilken, her platformda Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesine kadar dillerine doladılar. Cumhurbaşkanlığı makamını hep bu konuyla adeta özdeşleştirmeye çalıştılar. Bu koalisyonun tabiatına, sürecine aykırıdır. 7 Haziran seçimleri sonrası hodri meydan dediler. Daha kısa bir süre sonra yine seçim tarihini açıkladı. İlk günden son görüştüğümüz ana kadar mutlaka erken seçim olsun diyen MHP son görüşmede, koalisyon çıkmayacağı anlaşıldıktan sonra seçime gitmek ihanettir dedi. Tamamen kendi kendini inkar eden, ağır ifadeler kullandılar. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Sen MHP olarak ne istiyorsun, nerede duruyorsun, bir hükümet kurulmasına var mısın yok musun? Baştan beri yoksun, sonra da yeni hükümet niye kurulmadı? Bu konuda MHP ortaya net bir tavır koymadı. Eğer hükümet kurulamayacaksa da siyasi parti genel başkanları bir araya gelir seçim tarihini ortak bir karar ile ortaya koyulur. Çünkü Türkiye’nin istikrarı adına önemli olan budur.” Dedi.

Türkiye hakkında çok önemli konuların gündemde yer aldığını belirten AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ciddi bir süreçten geçtiğimiz bir durumdayız. Bu bağlamda bütün siyasi partiler olağanüstü bir yol olmaktansa, olağan yol olan ve bugüne kadar hep yapılan meclisten bir seçim kararı almaktı. Gelin bari hiç olmazsa buna aktif olarak destek vermiyorsanız da pasif olarak destek verin dedik. Türkiye’nin hayrına olması gereken budur. İstikrarımız adına bunu yapmak durumundayız. Allah muhafaza ekonomide sıkıntı olabilir. Terörle mücadele konusu ortada. Şimdi geçici bir bakanlar kurulu oluşacak ki MHP buna da yanaşmadı. Bugünden sonra bu parlamentoda yeni bir hükümetin kurulamayacağı artık aşikar ve gün gibi ortadadır. Dolayısıyla anayasanın 114. ve 116. Maddeleri açık bir şekilde ortadadır. 45 günlük sürecin tamamlanması yani 23 Ağustos itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımız meclis başkanına danışarak seçimi yenileyebilir. Yani bu seçimin yenilenme süreci fiilen başlamıştır diyebiliriz. 45 gün benim şahsi kanaatimdir. Normalde anayasa göre 45 gün ama hükümetin kurulamayacağı çok açık ortada olduğu için Sayın Cumhurbaşkanımız belki takdirini bu yönde de kullanabilir. Bu süreçte meclis başkanlığı milletvekili sayısı oranında siyasi partilere bakan kontenjanı verecek. Her siyasi partinin durumuna göre alabileceği bakan sayısı belli olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız geçici bakanlar kurulunun kurulması için yine teamüllere göre Sayın Başbakanımızı görevlendirecek. Daha sonra Sayın Başbakanımız kontenjan oranında ilgili siyasi parti guruplarından bakan listesini oluşturacak. MHP, HDP’nin içinde bulunacağı bir kabinede yer almayacağını istiyorsa o zaman doğrusu gelip destek verip bir erken seçim kararını meclisten almamız gerekirdi. Yani MHP eğer gerçekten Türkiye’yi düşünüyorsa, gerçekten milliyetçi olduğunu iddia ediyorsa, milletin geleceğini düşünüyorsa, seçim kararını desteklemesi gerekiyordu. MHP ne hükümet olmak istiyor, ne erken seçime tamam diyor. Bakanlar kuruluna da isim vermeyeceklerini açıkladılar. O zaman MHP’nin buradaki duruşu ne? Ne yapmak istiyor? MHP’nin kendi içinde serzenişleri var. Bunları sahada görüyoruz. MHP’nin tabanının üst yönetimine ciddi tepkisi var. Bir koalisyon hükümeti de kurulabilirdi. Seçime de destek verebilirlerdi. Ben oynamam diyor. Hangi formülasyonu getirirseniz ben yokum diyor. Böyle bir tavır da doğru değildir. Daha fazla süreci uzatmanın ne mantığı var? Dolayısıyla benim şahsi kanaatim yeni bir hükümetin kurulamayacağı net bir şekilde ortadadır. Bu bağlamda süreci fazla uzatmanın Türkiye’de siyasi partilere faydası olmaz.”

Ülkeyi bu bir an evvel belirsizlikten kurtarmak gerektiğini belirten Vekil Aydın; “Rahmetli Demirel’in önemli bir sözü vardı, siyasette 24 saat uzun bir süredir ne olur ne biter diliyoruz ve umuyoruz. Yani aslolan Türkiye’nin kazanmasıdır. Ülke’nin hayrına olabilmesi için anlattığım gibi bir seçime gidilmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün de ifade etti, “Siz hükümeti kurup bir oluşum yaptınız da ben sizi geri mi kovdum.” Sayın Cumhurbaşkanımızın adını ve sarayı maalesef dillerine doladılar. Bu Ülke’nin ilk defa seçimle iş başına gelmiş, yani milletin Ak oylarıyla %52 iş başına gelmiş sayın Cumhurbaşkanımız anayasanın kendine vermiş olduğu görevleri içerisinde yetkilerini kullanıyor. Dolayısı ile burada halk ile buluşuyor, halkın sorunlarıyla da ilgileniyor. Aslında bizim özlemini çektiğimiz Cumhurbaşkanı profili buydu. Biz Ahmet Necdet Sezer gibi veya Askeri Darbe ile gelenler gibi Halktan kopuk, çözümün önün de engel olan Cumhurbaşkanları mı istiyoruz yine. Yani Cumhurbaşkanımız bugün hakikatten istifade edilmesi gereken Türkiye’nin hayrına olan işlerde elini değil başını, gövdesini ortaya koyabilecek olan bir şahsiyettir, bir liderdir ve Türkiye’ye değil dünya’ya nadir gelen liderlerden biridir. Ama maalesef bizim siyasi partilerimiz kendi siyasetlerini bırakmışlar, kendi işlerini güçlerini bırakmışlar, bu ülkenin faydasına olacak bir hükümet kuralım ya da kurmayalım bu işler umurlarında değil, ne götürürseniz götürün Sayın Cumhurbaşkanımıza laf yetiştirmeye çalışıyorlar ve onu bu işin öznesi haline getirmeye çalışıyorlar. Kabul edilemeyecek kadar kendilerine yakışmayan sözlerle siyaset yapıyorlar ve biz böyle bir siyaseti kabul etmiyoruz.” Şeklinde konuştu.

Erken seçim ne zaman olur sorusu üzerine açıklamada bulunan vekil Aydın; “Tabi normalde anayasa gereği 90 günün dolmasının ardından gelen ilk Pazar günü yapılması gerekiyor ama YSK bir oturum yaptı ve bu oturumda bir karar aldı bu süre kısaltılabilir diye. Tabi ben tam olarak tarih ne olur ne olmaz bunu bilmem oturulur konuşulur ve YSK’nın yapabileceği bir tarih önemli. Yani seçim kurulu kendini hangi tarihe hazır hissediyorsa buda önemli. Bir an önce Türkiye’nin bu belirsizlikten kurtulması adına erken seçiminde hayırlısı ile bitmesini ve istikrarın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.