Yani bu ülkenin gelişmesini söz sahibi olmasını istemeyen herkes bu değişimi engellemenin yollarını arıyor" dedi.
Tabloyu görünce  bu değişikliğin Türkiye için ne kadar  hayırlı olduğunu görmenin zor olmadığını da söyleyen Başkan Çiğdem; "Yakın bir tarihte milletimizin önüne gelecek referandum ile ilgili algı yaratılmaya çalışıldığını da belirten Çiğdem, daha güçlü bir Türkiye için rejimi değil sistemi değiştiriyoruz,” dedi.
Başkanlık sistemi için öne çıkan maddelerini de tek tek değerlendiren Çiğdem;
1-Öncelikle bilinmelidir ki bu teklif ile rejim değişikliği değil sistem değişikliği hedeflenmektedir. Yani egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve öyle olmaya devam edecektir. Yürütmenin başı milletin oyu ile seçilen cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanının da görev süresi 5 yıldır ve en fazla iki kez seçilebilir. Dolayısıyla ne padişahlık ne halifelik ne de teokrasi yönetimi söz konusu değildir.
2-Yasama organı meclistir. Cumhurbaşkanının kanun teklif etme yetkisi yoktur. Sadece KHK çıkarma yetkisi bulunmakta olup KHK'nın kanunla çeliştiği durumlarda kanun geçerlidir. Yani cumhurbaşkanı meclisin çıkaracağı kanunlar ile bağlıdır. Kanuna aykırı bir düzenleme yapamaz.
3-Milletvekili sayısı 600'e çıkacağından farklı görüşlerin temsil oranı da artıyor. Dolayısıyla meclisin    temsiliyet  kabiliyeti artıyor.
4-Cumhurbaşkanı sınırsız bir yetkiye sahip olmadığı gibi sorumluluk daha da artıyor. Her şeyden önce halkın oyu ile seçilen cumhurbaşkanı halka hesap veriyor. Meclisi feshedebilmesi için kendisi de istifa ediyor. Dolayısıyla meclisin üzerinde bir konumda da bulunmuyor. Ayrıca meclis üye tam sayısının beşte üçünün (360) gizli oyuyla soruşturma açabilecek ve üye tam sayısının üçte ikisinin (400) gizli oyuyla yüce divana sevk kararı verebiliyor.
5-Üniter yapı korunuyor. Merkezi idare ve meclis devam ediyor. Karar alma süresi kısalıyor. Tamamen sivil bir idare ile darbe ve muhtıra gibi ülke yönetimini ve dolayısıyla ülke ekonomisini zayıflatacak, faiz lobilerine rant sağlayacak bir ortam oluşma imkanı kalmıyor. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı ve halkın seçtiği meclis halkın iradesi ile ülkeyi yönetiyor.
6-Vesayet odaklı yapılanmalar değil halkın iradesi ile seçilen temsilciler iş başına geleceğinden milli irade devlet yapılanmasına tam olarak yansımış oluyor.
7-İki başlılık ortadan kalkacağından siyasi ve ekonomik kriz ihtimali ortadan kalkıyor. Yatırımcılar anayasa kitapçığı fırlatıldı veya yazarkasa yere vuruldu diye korkmayacak. Koalisyon hükümeti diye bir derdi olmayacak.
8-Yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığı da anayasal zemine oturtulacak. Sivil halk gibi düşünen, kendini ondan üstün görmeyen ve zümre farkını kabul etmeyen bir idare olacak. Tüm kurumlarda elitist yaklaşımlar değil halkın iradesi hakim olacak.
Teklifi bu çerçevede değerlendikten sonra bu teklife hayır diyenlerin korkuları ve hayalleri daha da iyi anlaşılmaktadır. İktidar olamasa da vesayet mekanizmasını işletemeyecek olanlar, kendi içerisinde parçalanma korkusuyla meclisteki çalışmaları türlü işlerle durdurmaya, yavaşlatmaya çalışmaktadır. Ülke bölünecek, diktatörlük gelecek şeklinde söylemlerle algı oluşturma çabaları sonuç vermeyecektir. Halkımız her zaman devletinin ve cumhurbaşkanımızın yanında olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. İnşallah referandumda da evet diyerek ülkemizin aydınlık geleceğinin inşasına mührünü vuracaktır" dedi.