Evet, saygıdeğer okurlarım. Müminler arasında da selamlaşmanın bir adabı vardır. Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim'in Nisa suresi ayet 86'da aynen şöyle buyurmaktadır; "Şayet size selam verilirse siz de ondan daha güzel bir tarzda selamı alın. En azından verilen selamın misli ile karşılık verin. Şüphesiz ki Allah her şeyin hesabını hakkı ile arar."

Evet, yukarıdaki ayeti kerimede Allah Zülcelal Hazretlerinin açıkça bildirdiği gibi Müslümanların daima insana yakışır şekilde nezaketli davranması gerekir. Mesela, selam veren kimseye çok daha candan ve daha güzel karşılık vermelidir. Çünkü nazik olmayan davranışlar insanları birbirinden uzaklaştırır. Evet, saygıdeğer okurlarım. Müslümanların birbiri arasındaki tesis etmeye çalıştığı muhabbet ve ihtiram vasıtalarından birisi de müminler arasında selamlaşmaktır.

Evet, Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz de bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; "İman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir işi size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." Müslim İman 93

Evet saygıdeğer okurlarım. Yukarıdaki insanlara açıkça bildirilen hadisi şerife göre selamlaşmanın huzur ve sükunun kaynağı sayılan iman ve muhabbeti de artırmış olur. Yine Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim'in Nisa suresi 94. ayetinde şöyle buyurmaktadır; "Ey iman edenler. Yeryüzünde Allah yolunda sefere çıktığınız zaman son derece dikkatli davranın. Size selam verene dünya hayatının geçici ve az bir menfaatini elde etmek için sen mümin değilsin demeyin. Unutmayın ki Allah'ın yanında bir çok ganimetler vardır. Önceden siz de böyle idiniz. Allah size lütfetti de imanla şereflendiniz. Öyle ise iyi davranın, iyi anlayın, iyi dinleyin, çok dikkatli davranın. Muhakkak ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır."

Evet, burada selam, en kapsamlı bir iyi dilek temennisidir. Hatta namazların sonunda okuduğumuz şu hadisi Allah Zülcelal Hazretlerinin selam isminin anlamını ifade etmektedir. "Allahümme entesselamu ve minkesselam" Allah'ım. Sen selamsın ve selamette sendedir. Müslim Mescid 135, 136

Evet, dinimizde kimin kime selam vereceği Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz tarafından şu şekilde açıklanmıştır; "Küçük olan büyüğe, binekli olan yaya yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar da çok olanlara selam vermelidir." Buhari İsti, zan 5, 6

Ayrıca aynı yaştakiler karşılaştıklarında hangisi daha önce selam verirse, o daha kazançlı çıkar. Bu husustaki hadisi şerifte de şöyle buyrulmuştur; "İnsanların Allah katında en makbulü ve ona en yakın olanı önce selam verendir." Ebu Davut Edeb 133

Müminlerin bulunduğu bir meclise vardığında orada bulunanlara selam verdiği gibi, meclisten ayrıldığında da selam vermelidir. Çünkü yine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmaktadır; "Sizden biriniz bir meclise vardığında selam versin. Oturduğu meclisten kalkarken de selam versin. Önce verdiği selam sonrakinden daha üstün değildir." Ebu Davut Edep 139

Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimizin sünnetinde tavsiye edildiği gibi, Müslüman bir beldede dolaşan kimsenin tanıdığı ve tanımadığı herkese selam vermesi gerekir. Nitekim birbirlerini tanımayan 2 Müslüman'ın arasında anlaşma ve kaynaşma öncelikle de selamlaşma ile sağlanır. Şurasını açıkça ifade edeyim ki, her ikisi de selamlaşma sayesinde din kardeşi olma bahtiyarlığında buluşmuş oldular.

Evet, Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimize bir adam gelip İslam'ın hangi özelliği daha hayırlıdır diye sorduğunda Efendimiz de şöyle cevap verdi; "Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermendir" buyurdu. Buhari İman 20

Ayrıca abdest alana, namaz kılana ve Kuran okuma esnasında da selamlaşmak uygun değildir. Saygılarımla.