Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı hemşerimiz Prof. Dr. Haydar Bağış, saf sığır kıkırdağının klinik olarak anti-enflamatuar, anti-anjiyogenik ve anti-mitotik aktiviteler gösterdiğinin yapılan araştırmalarla ortaya konduğunu söyledi.

Bağış, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Biyo-Kıkırdak,% 50 tip iki kollajen ve % 45 oranında mukopolisakkarit içeren % 100 saf sığır trakea kıkırdak malzemesidir ve kondroitin sülfatları içerir. Ancak, Biyo-Kıkırdak, ürün kalitesini ve tutarlılığını sağlayan FDA İyi Üretim Uygulamalarında (GMP'ler) üretilmelidir.

Doğal yaşlanma süreci boyunca, eklemler daha kısıtlı hale gelir ve esneklikte bir azalma yaşar. Ek olarak kıkırdak ve çevresindeki sinoviyal sıvı tarafından sağlanan tamponlama, eklemi strese ve hastalığa karşı daha duyarlı bırakarak bozunur.

Egzersiz ile birlikte, glukozamin ve kondroitin içeren ek bir rejimin eklemin yağlama ortamını iyileştirdiği ve kıkırdak sağlığını geliştirdiği gösterilmiştir. Biyo-Kıkırdak, bu maddelerin her ikisinin de doğal bir kaynağıdır. Yapılan araştırmalara göre, hayvanlardaki inflamatuar eklem hastalığının ve ayrıca insanlarda artritin tedavisinde çok olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir.

Araştırmalar, sığır kıkırdağı tozunun, bağışıklık sisteminin önemli bileşenlerinin aktivitesini düzenleyen, biyolojik bir yanıt modifiye edici olarak işlev gördüğünü göstermektedir.Klinik kanıtlar, sığır kıkırdağının, vücutta dolaşan antikorların seviyesini arttırarak ve aynı zamanda vücuttaki invazif / yabancı hücreleri tanımlayan ve bunlarla savaşan T lenfositleri uyararak bağışıklık sistemini güçlendiren B lenfositlerini uyardığını ortaya koymaktadır .

 Sedef hastalığından muzdarip insanlarda ayrıca, bir kıkırdak bazlı kremin topikal uygulaması ile birlikte semptomlarının birçoğunun hafifletilmesine yardımcı olabileceği bulunmuş.

Sığır kıkırdağının belirli kanser türlerine yönelik potansiyel bir tedavi olarak kullanımını araştıran araştırmacılar, psoriasisin tedavisinde (sedef) krem kıkırdak kullanılarak yapılan önceki araştırmalarda gözlenen olumlu sonuçlar elde edilmiştir.

Sığır kıkırdağında, renal hücre karsinomunun büyümesinin güçlü bir inhibitörü olan temiz bir proteini (kollajen değil) tanımlamıştır.

Laboratuvar ve klinik çalışmalar, kıkırdaktaki belirli kanser türlerinin tedavisinde yararlı olabilecek potansiyel farmakolojik etkileri tanımlamıştır.

Araştırmacılar, kıkırdağın bağışıklık sistemi üzerinde uyarıcı bir etki gösterdiklerini, anti-mitotik aktiviteyi (hücrelerin bölünme ve çoğalmasını sağlayan süreci engeller) ve kanı kesen bir anti-anjiyogenik etki (yeni kan damarlarının büyümesini önler) sergilediğini keşfettiler" ifadelerine yer verdi.