Evet, saygıdeğer okurlarım. Allah-u Teala Kuran-ı Kerim'in Kalem suresi ayet 4'te şöyle buyurmaktadır; "Sen elbette büyük bir ahlak üzerindesin." Evet, elbette Ey Resulüm Muhammed Mustafa, sen çalışma ve amel ile en yüksek hayır gayesine ulaştıracak pek büyük huylar, gerçekten tazime layık seciyeye, meleke ve maneviyat üzere yaratılmış bulunuyorsun. Onunla yürüyerek o gayeye ereceksin. işte o ahlak Kuran-ı Kerim ve ilahi ahlaktır. Onu sana Allah-u Teala bahşetmiş ve buyurmuştur ki; Yine Kuran-ı Kerim'in ahzab Suresi ayet 21'de Allah-u Teala şöyle buyuruyor; "Yemin olsun sizin için Allah'ı ve ahret gününü arzu edenler ve Allah'ı çok ananlar için Allah'ın Peygamberinde pek çok güzel örnek vardır."

Evet, saygıdeğer okurlarım. Yukarıdaki ayeti kerimelerde de açıkça beyan edildiği üzere insanlar dünyada gayelerine ulaşabilmek için uygun örnek ve rehberler edinirler. Bunların yollarını takip ederek tavsiyelerine uyarak hareket edip arzu ve isteklerini elde etmeye çalışır ve çabalarlar. Allah'a iman edip sırf onun rızasını isteyen ahrette lütfedeceği akla gelmeyen emsalsiz nimetlere mazhar olmayı uman, aynı zamanda da daima Allah sevgisi ile yaşayan bir insan için eşi bulunmaz örnek onun sevgili kulu elçisi rahmeti şahidi müjdecisi davetçisi ve ışığı olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimizi müminler örnek almışlar ve ona itaat ederek dünyada çok önemli işleri ve zaferleri kazanmışlardır. Ahrette ise çok büyük ödülleri hak etmişlerdir. Şunu da belirtmek isterim ki onun örnekliği savaşlardaki başarı ve davranışlarında değil, müminlerin bütün hayatlarında geçerlidir. Onun yaptıklarını yapmanın, izinden gitmenin hükmü üzerinde durulmuş ve böylelikle ortaya 3 görüş çıkmıştır. Birincisi onu örnek almak farzdır. Aksine bir delil bulunmadıkça her yaptığı yapılmalıdır. İkincisi ise onun örnekliği aksine bir delil bulunmadıkça müstahaktır, tavsiye edilmiştir. Üçüncüsü ise dini konularda bizzat Allah'ın emir ve nehilerini yani farzları yerine getirildiği gibi yasaklarından da kaçınmaktır.

Yine Kuran-ı Kerim'in Ahzab Suresi ayet 56'da Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır; "Şüphesiz Allah ve melekleri o Peygambere çok salat ve takrim ederler. Ey iman edenler. Siz de ona salat edin, tam bir teslimiyetle selam verin."

Evet, saygıdeğer okurlarım. Burada müminlerin Hz. Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimize salat o yüce Peygamberimize dua etmeleri, onu övgü ve hayırla anmalarıdır. Kendisine selatın nasıl olacağı sorulduğunda ise Efendimiz, namazların oturuşlarında okuduğunuz selavat-ı şerifeleri öğretmiş ve bana böyle salat edersiniz demiştir. Buhari Tebsir 33/10

Evet, sahi kaynaklarda meleklerin salatı da dua, övgü ve tebrik Allah'ın onu mübarek kılmasını istemeleri olarak açıklanmıştır. Buhari Tebsir 33/10

Evet, Allah Zülcelal Hazretlerinin bir kuluna salat dilemesi şüphe yok ki büyük bir iltifat, şeref, lütuf ve rahmettir. Ancak bunun mahiyeti ve keyfiyetini bilmek mümkün değildir. Kaynaklarda bu açıdan salat rahmet ve övgü şeklinde tanımlanmıştır.

Yine Allah-u Teala Kuran-ı Kerim'in Ahzab Suresi ayet 57'de şöyle buyurmaktadır; "Muhakkak ki Allah'a isyan ve Resulüne eza edenlere Allah dünyada da ahrette de lanet etmiş ve onlar için kor ve hakir edici bir azab hazırlamıştır."

Evet, yukarıda da ahzab suresinin 56. ayetinde de açıkça açıklandığı üzere bizzat Hz. Peygamberimiz (S.A.V) Efendimize salavat istenmektedir. Bu ayette de gösterildiği üzere salavat getirmek farzdır. Ancak tekrarına taarruz yoktur. Doğru olan ismi anıldıkça salavat getirmek vacip olur. Evet, bu hususta da birçok Hadis-i Şerif rivayet edilmiştir. Mesela Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur; "Burnu sürtülsün o adamın ki yanında ben anılmışımdır da bana salavat getirmemiştir." Tirmizi

Başka bir Hadisinde ise şöyle buyurmuştur; "Kim bana bir defa salat getirirse Allah-u Teala onu 10 rahmet ile anar." Ebu Davud

Başka bir hadisinde ise şöyle buyurmuştur; "Kıyamet gününde bana en yakın olan kimse bana en çok salavat getiren olacaktır." Tirmizi

Evet, saygıdeğer okurlarım. Devamlı salavat getirelim ve diyelim ki; "Allah'ım. Kulun ve Resulün Muhammedi öv. İbrahim'in ailesini övdüğün gibi. Muhammedi ve Muhammedin ailesini mübarek kıl, İbrahim'in ailesini mübarek kıldığın gibi." Buhari.

Evet, Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz sireti ve mübarek şahsiyeti sırf insan idrakına sığabilen tezahürleri ile dahi beşeri davranışlar manzumesini teşkil eder. Evet, o irşad vazifesini insanlık içinde bizzat kendisi örnek olmak suretiyle tamamlayan zirve bir Peygamber ve numune-i imtisal bir şahsiyettir. Allah Zülcelal dahi Kuran tabiriyle (hüsve-i Hasene) yani en mükemmel bir örnek şahsiyet olarak bütün insanlığa takdim etmiştir. Ey şefaatkanı, nurların deryası, zatıalinizi methusena ederken, ne kadar kusur ve hata etmişsem hepsini de affederek şu hasta gönlümü ihya et ve bana lütfunla tecelli ederek şefaat eyle. Amin. Saygılarımla.