1NİMET: hayatı, güzel ve hoş olma, mal, refah, rahmet, iyi ve güzel hal. İnsanın sahip olduğu varlık. Kendisine dünya ve ahrete yararı dokunan, maddi ve manevi varlıklar. Olduğu gibi insanın, eşi, işi, evi, çocukları, itibarı ve makamı, malı mülkü, aklı, görmesi, işitmesi, okuması, anlama kabiliyeti, yiyip içtikleri, giyip kullandığı eşyalardır. Sağlığı ve bütün bunlar nimettir.

Misal olarak, yerde ve göklerde olan, ay, güneş, yıldızlar, hava, su, toprak, hayvanlar, bitkiler, meyveler, sebzeler, madenler, maddi ve manevi bütün varlıklar Allah zül celal hazretlerinin biz insanlara vermiş olduğu nimetlerdir.

Allah zül celal hazretleri kuranı kerimin İbrahim suresi ayet 34 te şöyle buyurmaktadır (HEM SİZE İSTEDİĞİNİZ ŞEYLERİN, HEPSİNDEN VERMİŞTİR. EĞER ALLAHIN VERDİĞİ NİMETLERİ, SAYSANIZ, SİZ ONLARI SAYAMAZSINIZ. MUHAKKAK Kİ İNSAN ÇOK ZALİM VE ÇOK NANKÖRDÜR.)

Yine Allah zül celal hazretleri bakara suresi ayet 29 da şöyle buyurmaktadır (YERDE OLAN ŞEYLERİN HEPSİNİ SİZİN İSTİFADEMNİZ İÇİN YARATAN O DUR. SONRA GÖKYÜZÜNÜDE İNAYET BUYURARAK, GÖKLERİDE, 7 KAT HALİNDE NİZAMA KOYDU. O HERŞEYİ İYİ BİLENDİR. O ALLAH Kİ YERYÜZÜNDE BULUNAN HER ŞEYİ SİZİN İÇİN YARATTI.)

Yine Allah zül celal hazretleri kuranı kerimin lokman suresi ayet 20 de şöyle buyrulmaktadır. (GÖRMEDİNİZ Mİ Kİ ALLAH GÖKLERDE VE YERDE, NE VARSA SİZİN EMRİNİZE VERMİŞTİR. GÖRÜNÜR GÖRÜNMEZ BÜTÜN NİMETLERİNİ ÜZERİNİZE YIĞMIŞTIR. BÖYLE İKEN İNSANLARDAN BAZISI HİÇ BİR BİLGİYE, DEİLİLE DAYANMAKSIZIN, ALLAH HAKKINDA MÜCADELE EDER, EMİRLERİNİ YERİNE GETİRMEZ.)

İnsanlar Allahın verdiği nimetler sayesinde varlıklarını sürdürmektedir. Bu nimetler karşısında insanlara düşen görev, bu nimetleri veren Allah’ı tanımak, ona ibadet etmek, ve itaat etmek, verdiklerine şükretmek, vermiş olduğu nimetleri bilmek ve nimetlere nankörlük etmemektir.

2 NİSAP: sözlükte her şeyin aslı, yani güneşin doğduğu battığı yer, asgari miktar, adet fakat dini bir terim olarak veya kavram olarak, zekat, sadaka-i fıtır, kurban ve hac farızası gibi ibadetler için konuşlan bir zenginlik yani varlık ölçüsüdür.

NisabA zengin olmanın asgari sınırı veya asgari zenginlik ölçüsü de denir. Borcunda ve asli ihtiyaçlarından fazla olarak, bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir insanın, zekat, veya sadaka-i fitir vermesi ve kurban kesmesi ve hac farızasını yerine getirmesi gerekir. İhtiyaçtan fazla olan bu malın nami olması ve üstünden 1 yıl geçmesi halinde zekatın verilmesi gerekir.

Zenginliğin asgari sınırı olan nisap, hazreti peygamber (s.a.v.) efendimiz tarafından belirlenmiştir. Hadislerde belirlenen nisap miktarı şöyle sıralanmaktadır. 80.12 gram altın veya bunun tutarında para, ticaret malı, 40 koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve, nisap miktarının belirlenmesinde kullanılan bu malların üzerinden belirlenmesi sosyal ve ekonomik şartlar ne olursa olsun değişmediği gibi her zamanda aynen devam ede gelmiştir. Nisapta bunların esas alınması gerekir.

3 NİSYAN: lügatı mana itibarı ile bir şeyi unutmak veya kasten terk etmek veya gafil olmak anlamlarını taşır.

Allahu zül celal hazretleri kuranı kerimin kasas suresi ayet 77 de şöyle buyurmaktadır (ALLAHIN SANA VERDİĞİ MAL İLE AHİRET YURDUNU İSTE. AMA DÜNTYADAN NASİBİNİDE UNUTMA, ALLAH SANA NASL İHSAN BUYURDU İSE SENDE İNSANLARA ÖYLE İYİLİK ET, YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARMA, ÇÜNKÜ ALLAH FESATÇILARI SEVMEZ.)

Yine Allah-u telala hazretleri kuranı kerimin tövbe suresi ayet 67 de şöyle buyurmaktadır (MÜNAFIKLARIN ERKEKLERİ VE KADINLARI BİRBİRLERİNİN TIPKIDIRLAR. KÖTÜLÜĞÜ EMREDERLER İYİLİĞİ YASAKLARLAR, ELLERİNİ SIKI TUTARLAR HAYIR YAPMAZLAR ONLAR ALLAHI UNUTTULAR, ALLAHTA ONLARI UNUTTU DOĞRUSU MÜNAFIKLAR FASIKLARIN TA KENDİLERİDİR.)

Nisyan bu anlamda, iman etmemek farz görevleri yapmamak, haramları işlemek, isyan ve günah içinde olmayı ifade eder, allahı unutmak, ibadeti terk etmektir. Hasap gününü unutmak, ahreti inklar etmek ve ahreti için hazırlık yapmamaktır. Günahları unutmak tövbe etmemektir. Dünyada Allaha ve emir ve yasaklarına uymayanlar uymayı unutanlar, şunu açıkça ifade edeyim ki ahrette unutulacaklardır.

Bu dünya hayatı çok kısa gelip geçicidir, ama ahret yurdu ilelebet devam edecek yurdumuzdur. Gaflet ve delalete kapılmadan, Allahın emir ve nehilerini zamanında, ümit ve korku arasında kalben inanarak yaparsak ilelebet olan ahret yurdumuz kazanmış oluruz.

Rabbim bizleri iman ile yaşatarak, ve iman ile öldür. Hüsnü cemalinle güldürerek güzel sefana erdir. Bütün kusur ve günahlarımızı hasenata tebtil eyle, bizleri habibin Muhammet Mustafa (s.a.v.) efendimiz  hürmetine bağışa ve bütün ölmüşlerimize af ve rahmet eyle amin. Saygılarımla.