Birinci Büyük Millet Meclisi’nin büyük simalarından biriside Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey’dir. Aynı zamanda da kendisi meclisin başkan vekili olmakla beraber büyük bir ideal adamıydı.

Hüseyin Avni Bey Türk Milletinin siyasi olgunluğunu ispat ettiği kanaatindedir. Çünkü konuşmalarında millet bu olunuşluğunu ( sultan ve onun etrafındaki üniformalı haşereleri ) devirerek bunu açıkça ispat etmiştir. Mili idarenin mümessili olan Büyük Millet Meclisi milli hakimiyetin sarsılmaması için daima dikkatli durmalıdır.

Yine görünün odur ki Erzurum mebusunun çok samimi ve vatansever medeni cesareti gerçekten pek yüksek insan olduğunu gösteriyor. Evet zaman zaman sözleri konuştuğu mevzu ile ölçülemeyecek kadar heyecanlı ve karşısındakilerin milliyet hissine, vicdanına ve namusuna başvuran bir hitabet şeklini almaktadır.

Mesela mebus seçimi kanununda değişik yapılması hakkında yine Erzurum Milletvekili Necati Bey ve iki arkadaşı tarafından verilen önerge dolayısıyla yapılan müzakerede Atatürk’e karşı söylediği sözler bizzat milli mücadelenin büyük başkanı üzerinde derin bir tesir bırakmıştır. Şöyle ki milletvekili, seçimi kanunu layihasının değiştirilmesi hakkında verilen önerge üzerine Mustafa Kemal söz almış ve bu teklifi kendisine vatandaşlıktan çıkarmak maksadını güttüğünü söylemişti. Bunun üzerine Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey kürsüdedir.

Hüseyin Avni Bey (Erzurum); “Efendiler, ortada bir kanun teklifi vardır. Her fikir muhterem ve yüksektir. Herkes memleketin selamet ve saadeti için arzu ettiğini teklif eder ve serbesttir. Türk Milleti paşa hazretlerini kendisinin timsali yaptıktan sonra paşanın vatanı her yer ve herkesin kalbidir. Fakat paşa hazretleri de bu hallere hürmet etmelidirler. Rica ederim Türkiye’de artık Arnavut mebusu Arap mebusu bulunmayacaktır. (hayhay sesleri alkışlar) Paşam vatandaşlıkta başkalarına kıyas ederseniz bu hususta affınıza mağruren arz ediyorum ki pek ala yanlış düşünüyorsunuz. Siz kalbinize girmiş tarihi temsil etmek mevkiinde dururken başkalarının bir menfaati için yüksek şahsınızı ileri, sürmelerini memleket menfaatleri ile uygun göremiyoruz. Biz paşa hazretleri dolayısıyla arz ediyorum asırlardan beri Araplara haraç verdik. Bu millet çalıştı, Mekke şerifleri köylerimizi ziyaret için geldikleri zaman göğsümüze sardığımız insanları kendinizde kumandanı olduğunuz Arabistan’dan bizi nasıl kovduklarını gördünüz. Arnavut kavmi necibi (asil Arnavut milleti )diye bütün varlığımızla hudut bekçiliklerini yaptık. Oradan nasıl kovulduğumuzu bilirsiniz. Geçen sene buradan bir Türk evladı gitti, sokmayın bu insanları dediler. Artık böyle adamlara mebusluk veremeyiz, mebusum diye milletin hakkını kullanamaz. Ben bir intihak dairesinde ( seçim çevresinde) oturmadım ve o gayede değildim buyurdunuz. Siz herhangi bir noktada çalışırsanız orası size seçim hakkı temin etmiştir. Vatandaşlık şu veya bu memleketinde oturmak esası üzerinde değildir. Bu da millet kürsüsünde tek söz sahibi Türk ve Kürt olacaktır.(Her Türkiyeli sesleri) Siz o seciyeyi taşıdıkça ve siz bu fikre sahip oldukça ebediyen sizi başımızın üstünde tutacağız. Ta ki bu gayeden ayrılmayınız (şiddetli alkışlar) ilminiz, fazlınız, istikametiniz sizi yaşatacaktır. Siz bundan ayrıldığınız zaman size atmakta bizim için vazifedir.

Celal Nuri Bey (Gelibolu) bunu ne hatıra getiriyorsunuz?

Hüseyin Avni Bey (Erzurum); “Ben riyakar değilim. Olur insandır belki hata eder. Riyakar değilim samimi söylüyorum bu arkadaşlarımdan bilhassa istirham ediyorum ve kendileri de benim şu taşıdığım histen başka hiçbir his taşımadığını ve taşımak imkanı olmadığını hissediyorsa paşa hazretlerinden istirham ediyorum, bu anlaşmazlığa son vererek müzakereyi kapayalım. Milletin size hürmeti sonsudur.

Mustafa Kemal Paşa (Ankara); “Hüseyin Avni Bey biraderimizi (kardeşimizin) söylediği sözden bu maddeye tercüman oluyor. Beyefendinin söyledikleri başka bir şeydir.

Mili hakimiyetin çok ateşli ve samimi adamı Hüseyin Avni Bey kızdığı zaman bir Arslan gibi kükremektedir. 1. Meclisin en samimi seslerinden biri olan bu adam peşinde gölge gibi dolaşan polisler konuşması bile yasak edilmiş bir hayatta idare kuvvetiyle neşesinden heyecanından bir damla bile kaybetmeden yaşadı. Aralık nuru demirağın kalkınma partisinde genel sekreter oldu. Çünkü demokratik partiye sırf başında milli mücadele yılarından beri bağdaşamadığı insanlar var diye girmedi ve sabahtan akşama müşterilerinden çok dostları tarafından doldurulmuş avukat yazıhanesinde ömrünü tüketti. Allah bütün kusur ve günahlarını af ve mağfiret etsin ve cennetin en yüksek makamlarını nasip etsin Amin. Saygılarımla.