Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimizi dinleyelim.

Bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; “Haya imandan bir bölümdür, insanlardan utanmaya Allah’tan da utanmaz.”

Haya, utanma, hicap, ar, namus manalarında gelirse de edebe aykırı bir işin meydana gelmesinden dolayı kalbin duygulanıp sıkıntı içinde kalmasın.

Hayâ pek iyi ve güzel bir huydur. Evet, hayâsı olanda (huşu) var demektir. Huşu, dini bir görüşe göre mütevazı sakin saygılı, ihlâslı ve itaatkâr olmak, ibadet etmek, boyun eğmektir. Allahın bütün emirlerine boyun eğmek yasaklarından kaçınmaktır.

Kalbinde Allah korkusu olmayan kimsenin, her çeşit fenalığı yapması mümkündür bir hadisi şerifte Allah resulü (s.a.v.) (hikmetin başı Allah korkusudur.) yani yüce rabbimizi kudret ve azametini düşünen her Müslüman’ın kalbinde Allah korkusu parlar ve onu daima iyiye götürür. Allah korkusu bir kimsede olursa o çok iyi bir insandır ve hayırlı bir insan demektir. Evet, hayır iyilik demektir. Her helal olan mal ve yararda hayırdır. Hem Allahın ihsanıdır. İşte Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmaya sebep olan her güzel işte bir hayırdır. Ve geçerli olan hayırda budur.

Hayrın karşıtı da şer demektir. Hakka ve yaratılışa uymayan ve kötü bir sonucu gerektiren her şey de bir şerdir ve fenalıktır. Herkes için iyilik ve güzellik istemeye de (hayır, hahlık) denir ki buda ruhun temizliğinden kaynaklanır. Bütünü ile yapılan hayır müessesleri, çok hayırseverliğin bir eseridir.

Başkalarının fenalığını istemekte (bedbahtlıktır) buda bir ruh hastalığıdır. Sahibinin kötü kimse olduğunun bir alametidir. Evet, görülüyor ki (hased) çekememezlik ve kıskançlık denilen kötü hal bu kötülük severlikten başkası değildir.

Başkalarının hak kazanarak, elde ettiği nimetlerden rahatsız olupta o nimetlerin kaybolmasını istemek bir hasetten kaynaklanır ki buda çok fena bir huy ve ahlaktır. Bundan çok sakınılmalıdır. Bire hadiste de Peygamberimiz (hasedden kaçınınız çünkü ateşin odunları yakıp bitirdiği gibi hasede güzel işleri yani salih amelleri yer bitirir.)

Dostluk: esasında iki veya daha çok kimseler arasında meydana gelen samimi bir sevgi ve bağlılık demektir. Allah için yapılan dostluklar devam eder dünya menfaati için yapılan dostlukta bir akan yıldız gibidir ki parlayıp ve söner. Dostluğun karşıtı da düşmanlık kindarlıktır ve çekememezliktir.

Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizde ümmeti olan Müslümanlara şöyle olmasını bizzat emretmiştir. (Birbirinize kin tutmayınız, hased etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz.
Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz.
Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir)

Başkasının bir keder ve üzüntüsüne sevinmek de bir düşmanlık eseridir ve caiz değildir. Buna İslami bir terim olarak (şematet) denir ki bir Hadisi Şerifinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur (Kardeşin için şematet eyleme (kötü haline sevinme); sonra Allah ona merhamet eder de, seni belâya düşürür). Yine bir Hadisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) (Allah bir kulu severse, yalvarmasını dinlemek için onu bir sıkıntıyla sınar) işte yüceler yücesi Rabbimizin her hükmüne ve her takdirine razı olmak boyun eğmek kulluğun bir gereğidir.

Başkalarının kusurlarını örtmek gerekirken açıklamakta günahtır. Peygamberimiz bir gün ashabıyla otururken (ey ashabım gıybetten kaçınınız) deyinde ashaptan birisi “Ey Allahın Resulü o onda mevcutsa” deyince (işte o onda mevcutsa o gıybettir, değilse ona isnat ve iftira etmişsindir ki daha çok günahtır.) demiştir ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir Hadisi Şerifinde şöyle buyurmuştu. (Ne mutlu o kimseye ki, kendi kusuru kendisine, başkalarının kusurlarını görmeye zaman bırakmaz.)

Saygıdeğer okurlarım, bir insan için kendi kusurunu görüpte onu düzeltmeye gayret etmelidir ve çalışmalıdır. Başkalarının kusurunu araştırmamalıdır ve başkalarında da kusur aramamalıdır. Daima affedici bağışlayıcı olmalıdır. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) de (Ya Rabbi beni ahlakın çirkin olanlarının ve hevalardan uzak bulundur.) diyor ya, işte insanlar daima hayırlı söz söylemelidir. Fena ve uğursuz sözlerden kendi dilini korumalıdır. Bu içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayında Allah-u Teâlâ’dan seher vakti çok af ve mağfiret dilerken herkese karşı da daima tatlı dilli, güzler yüzlü ve açık kalpli olarak, davranışlarımızı düzeltmeliyiz. Daima herkesle güzel şekilde görüşmek ve insanlara eziyet etmekten kaçınmalıyız.

Saygılarımla Kenan GÖKSU