Gazetemiz yazarı Mehmet Bozkuş'un HİNDİSTAN VE GÜÇ KONUMU isimli makalesi

Küresel güçlerin, egemen güç ve yükselen güçler olarak karşı karşıya geldiği günümüzde ticaret, üretim, ve teknoloji üzerinden ürettiklerin ihracat etme ve en kısa süreli kazanım noktalarının hakimiyetini ellerinde bulundurma, yönetme istekleri yeni ticaret yollarının ortaya çıkmasına koridorların açılmasına ve planlanmasına neden olmaktadır.

Çin’in dünya pazarlarına ürettiklerini ulaştırma isteğiyle başlayan, batının cazip üretim merkezi konumu nedeniyle teknolojilerini ve fabrikalarını taşıdıkları Çin, bu gün batı için en büyük ekonomik güç aynı zamanda küresel ölçekli alanlarda ekonomik rakipleri olarak karşılarına çıkmaktadır.

ABD ve Çin arasındaki ekonomik büyüklük 700 milyar doları aştığı günümüzde çekişme alanlarına girildiğinde birbirlerine karşı savaşın alanlarını ,ticareti ve finansı kontrol etme istekleriyle her noktada çekişme içinde olduklarını görmekteyiz.

Çin’in dünyanın nadir elementler bakımından dünya üzerindeki %36 sına hakim olması ve işlenmiş nadir elementler teknolojisinde teknolojik olarak %80 ine hakim olmasıyla ortaya çıkan durum batının aleyhine bir şekilde işlemektedir.

Bu durum ABD’nin en yumuşak karnı olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin nadir elementler anlamında dünyada zengin ülkeler arasında yer almasıyla Türkiye’nin teknolojik üretim alanında stratejik önemini de bir kez daha ortaya çıkarmış olduğudur.

Nadir elementlere ulaşamayan batı, teknolojik olarak üstünlük kaybının karşısında dünyanın çeşitli noktalarında kriz ve kaoslar ile kendine yer açmayı başardığı düne kadar bu durumdan rahatsız olan ülkelerin batıya karşı hamleleriyle kriz ve kaos ortamından yararlanma sürecininde sonuna geldiğini  Afrika ve diğer bölgelerde görmekteyiz.

Kendine çıkış yollarını yeni ittifak ve yeni koridorlar ile aşmaya çalışan batı Çin’in kuşak yol projesinin geçtiği bütün bölgelerde kendini yeniden dizayn etme süreci ile Çin’i kuşatma ve karşı koyma hamleleriyle cevap vermektedir.

Son G-20 zirvesinde açıklanan IMEC projeside bu anlamda bir kendini ortaya koymaktadır. Hindistan üzerinden Avrupa’ya ulaşmayı hedefleyen IMEC koridoru Türkiye’nin Kalkınma yolu projeside dahil olmak üzere Çin’in karşısında yerini almak üzere planlanmış bir proje olarak yerini almıştır.

Hindistan Çin arasındaki sorunlar 3500 Km sınırları ile devamlı olarak devam etmektedir. Batı ve ABD Hindistan’ı Çin’in karşısında alternatif yeni üretim merkezi olarak değerlendirmekte ve Çin’in ekonomik büyüklüğü dahil olmak üzere bir çok alanda karşısında yer alması için desteklemektedir.

Pakistan, Çin koridoru ile Çin’in bölgeye ulaşması batının zayıflaması ve istediklerinden uzaklaşmasıyla ortaya çıkaracak stratejik durumun karşısında yer almasıyla IMEC projesi Çin’in Ortadoğu’da başlattığı diplomatik ataklarının önüne geçme, enerjinin finansal kontrol birimi olan doların yerini alacak alternatif karşılıklarının önüne geçme ve ABD’nin bölgedeki hakimiyetine alternatif oluşmasının karşı yeni bir politika   çıkış  eylemidir.

Hindistan’ın adını değiştirmesi ve BHARAT adıyla yerini alması aslında batıya kendisinin verdiği cevap olarak görülmelidir.

Batı Hindistan’ı Çin’in karşısında yeni üretim merkezi olarak görmek isterken acaba yeni bir küresel ölçekli rakip yaratacağını görmek istememektemidir.

Yıllarca ve halen İngiliz Genel Valisinin atandığı Hindistan sömürgeci batı karşısında batı kontrolünde mi yol alacak yoksa hırslı Başbakanları Modi ile ABD ve Çin karşısında bir güç merkezi olarak çıkacak mı bütün bu soruların cevabı aslında şimdiden kendini ortaya çıkarmaktadır.

Çin ile aralarında yaşanan sorunlar nedeniyle Çin’in son G-20 zirvesine katılmaması Hindistanı kendine eş değer görmediği sonucu olarak ortaya çıkmakta bu durum batı için hem iyi Çin’e karşı kullanılacak olan Hindistanı yönetme de politik kozu olarak ortaya çıkarken, gururlu ve hırslı Modi için aslında hırsının sonunun başlangıcı olarak da ortaya çıkabilecektir.

Pakistan Hindistan arasındaki sorunların her an ateş alabileciği bir noktada Hindistan’ın İran ile beraber Ermenistan’a destek vermesi küresel ölçekli sorunlara karşı Çin’in izlediği tarafsızlık politikasının karşısında taraflı politika olarak ortaya çıkmaktadır.

Petrole dayalı ekonomiye sahip olan zengin Ortadoğu ülkeleri ekonomilerini petrole dayalı olmayan yeni bir model ile üretim odaklı bir sisteme dönmek istemleri, zengin finansal kaynakların yeni yatırımlar ve ortaklıklar aradığını gösterdiği bir dönemde Hindistan ekonomisi üretim odaklı arz ekonomisinde ne kadar başarılı olacaktır.

Hindistan'ın önünde bazı zorluklar da var. Çin, dünyada en büyük ikinci ekonomiye sahiptir. Çin'in ekonomisi, dünya sıralamasında beşinci konumda olan Hindistan'dan neredeyse beş kat büyüktür.

Hindistan’ın ithalatı yaklaşık 450 milyar dolarlar seviyesindeyken ihracatı ise 340  milyar dolar seviyesindedir.

Batı özellikle dünyadaki sorunlu bölgelerde tarafız ve denge politikası izleyen Çin’in karşısına Hindistan’dan üzerinden rol almak istemektedir. Hindistan’ın bağlantısız yapısını ön plana çıkararak dengeleyici bir politika ile yer almasını sağlamak ve küresel politikalarda Hindistan olarak yer almak istemeleridir.

ABD Hindistan Suudi Arabistan toplam ekonomik büyüklükleri yaklaşık olarak 32-34 trilyon dolar civarında bir ekonomik büyüklüktedir.

Bu ülkeler finansal kaynak olarak Suudi Arabistan’ın petrole dayalı kazançlarını teknolojik ve üretim merkezli ekonomilere yatırım yapılmasıyla yeni bir güç ve işbirliği dengesini kendini ortaya çıkaracaktır.

Bu durum Çin Rusya yakınlaşmasına karşı ekonomik güç olarak da kendini göstermek istemektedir.

Dr.Mehmet BOZKUŞ

KAFKASSAM

[email protected]