İslam; insanların yeme, içme ve harcamalarında daima dengeli ve ihtiyatlı olmasını istediği gibi hatta konuşmalarında da çok ölçülü konuşulmasını emretmektedir.
Öyle ya konuşmalarda daime, hoşgörülü, yapıcı itidarlı olmalı, kırıcı ve karşındakini daima rencide edici, üzücü kelimelerden sakınmalıdır.Hele gıybet denen başkasının hoşuna gitmeyecek sözlerinde affedilmeyecek günahlardan olduğunu bilincini taşıyarak daima kendini gıybetten korumalıdır.
Sahabelerden, Muaz Hz. Peygamberimiz (s.a.v) efendimize gelerek, ya Resulallah biz konuştuğumuz şeylerden dolayı sorumlu tutulacak mıyız ? der.
Resulallah efendımız ‘ annen hasretine yansın Muaz dillerinin piştiklerinden başka bir şey insanları yüzü koyun ateşe düşürür mü?’ buyurdu.(tirmizi iman 8 ibni mace fiten 12)
Peygamber efendimiz söyle buyurmuştur: Bilir misiniz gıybet nedir?
Allah ve resulü daha iyi bilir dediler.
Resülluh kardeşinin hoşlanmayacağı bir şeyle anmadır buyurdular.
Sahabeler ya söylenenler kardeşimizde varsa dediler.?
Resul eğer söylenenler onda varsa gıybet etmiş olursunuz ve eğer söylenenler onda yoksa o vakit ona iftira etmiş olursunuz.(abu Davut edep 40 tirmizi birr 23).
Mısırın Dussiki şehrinde miladi 1236 – 1293 yaşamış İbrahim dussiki Hz.leri, her kim gıybet ederse sevabı gıybetini ettiği kimseye gider. Gıybetini ettiği kimsenin günahı da kendisine demiş.ayrıca çocuklarını sık sık toplar şu nasihatte bulunurmuş; çocuklarım aleyhinde konuşmak için birisini arasanız anneniz ve babanızın aleyhinde konuşun çünkü onlar iyiliklerinizi almaya başkalarından daha haklıdır.
Allah zc hzleri Araf suresi ayet 31 de ( ey adem oğulları her mescide girdiğinizde güzel ve temiz elbiselerinizi giyin. Yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allahütealâ israf edenleri sevmez.) Yine kuranı kerimin isra suresi ayet 26( akrabaya yoksula yolda kalmışa hakkını ver bununla beraber büsbütün de saçıp savurma).
Yine isra suresi ayet 29 da (hem elini bağlayıp boynuna asma hem de onu büsbütün açıp israf etme sonra kınanmış pişman halde oturup kalırsın). Buyrulmak suretiyle hem israftan hem de cimrilikten kaçınılması öğütlenerek dengeli davranılması istenmiştir.
Cimrilik kişinin nefsini meşru olan şeylerden yaralanmaktan mahrum bırakması olduğu gibi, israf ise gereğinden fazla harcama, aynı zamanda tüketimde aşırı gitmektir.
İsraf fert, aile ve toplum hayatında onulmaz yaralar açar. Aynı zamanda da toplumsal bozulmalara ve çürümeye vesile olur.
Bir Müslüman dünya üzerindeki maddi ve manevi imkân ve nimetleri kendisine bir emanet edilmiş olduğu bilincinde olmalıdır. Dünyanın bir tarafında açlık ve sefalet hüküm sürerken, bayatlamış diye Allahın nimeti olan ekmeği çöplüğe atmamaya gayret göstermeliyiz.
Önümüzdeki Perşembe günü mübarek Ramazan Bayramınızın Güncel Gazetesi camiasına, şirin ilçemiz Besnimize, memleketimiz, milletimiz ve cümle Müslüman alemine hayırlara vesile olmasını dileyerek tebrik eder, saygılarımı sunarım.