Geçtiğimiz haftalarda Besni Belediyesi zabıta ekiplerince inşaatı Mühürlenen İşadamı Memet (Ali) Saçlı uygulamanın haksız olduğunu ve kararın kişisel husumetten kaynaklandığını ifade etmişti.

Mührün Belediye Başkanı İbrahim Öztürk'ün yargıya başvurmaları neticesinde alelacele tekrar söktürdüğünü söyleyen İş Adamı Memet (Ali) Saçlı, mührün Belediye tarafından tekrar sökülmesinin kendisine yapılan haksızlığı ispatladığını belirtti.

Bu konuda Besni Kamuoyunu bilgilendirmek için gazetemize açıklama yapan İş Adamı Memet (Ali) Saçlı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

"BELEDİYE BAŞKANI İBRAHİM ÖZTÜRK, YARGIYA BAŞVURMAM NETİCESİNDE ALELACELE MÜHÜRLENME İŞLEMİNİ İPTAL ETMİŞ VE MÜHRÜ TEKRAR SÖKTÜRMÜŞTÜR"

Öncelikle konun iyi anlaşılması için olayın taraflarından yani kendimden ve diğer taraf olan Belediye Başkanı İbrahim Öztürk’ten bahsetmek isterim. Böylece bizi takip edenler açısından konunun daha iyi anlaşılması sağlanacaktır.

Tüm Besnili hemşerilerimin bildiği üzere biz Besni Sevdalısı bir aileyiz. Kardeşlerimle birlikte yıllar önce İstanbul’a göç ettik. Orda uzun süre başkalarının yanında çok zor şartlarda çalıştım. Daha sonra Allah nasip etti ve kendi işimizi kurduk. Kardeşlerimle birlikte sırt sırta verdik ve bu günlere geldik. Şu anda Uşak’ta Battaniye ve İplik, İstanbul’da ise elyaf Fabrikamız var.

Biz her zaman Besni’mize de yatırımlarımız olsun, hemşerilerimiz istihdam etsin, faydalanılsın istedik, ancak şimdiye kadar bir türlü nasip olmadı. Hatta sanırım 2007 yılında Besni Belediye Başkanı olan şimdiki Belediye Başkanı İbrahim Öztürk bizi Besni'ye davet ederek Besni'ye de yatırım yapmamızı istedi. Ben de hemşerilerimiz işadamları Hüseyin Toplu ve Fatih Baba ile birlikte hazırlıklarımızı yaptık ancak Belediye Başkanı Öztürk sebebini anlamadığım şekilde bize yer tahsisinden vazgeçti. Biz de yatırım yapamadık. O gün hazırladığımız sermayeyle İşadamı Hüseyin Toplu ile birlikte İstanbul Arnavutköy’de arsa satın aldık ve üzerine Fabrika yaptık.

Şu anda Besni'de inşaat yaptığımız yer bize babamızdan kaldı. Önce bir inşaat firmasına verelim dedik. Belediye Başkanı İbrahim Öztürk’ün ortağı olduğu HİS GRUP arsamızı kat karşılığı inşaat yapmak için teklifte bulundu. Biz 22 daire karşılığı verebileceğimizi söyledik, onlar ise 18 daire verebileceklerini söylediler. Biz de kabul etmeyerek inşaatı kendimiz yapmaya karar verdik. Ancak Belediye Başkanı İbrahim Öztürk bu yeri kendilerine vermediğimiz için sağda solda konuştuğu kulağımıza geldi. Biz bu işi ciddiye aldık ve Allah’ın izni ile bu yerleri örnek inşaat projeleri  şeklinde yapacağız dedik. Dedik ama her adımda Belediyeden bize engel çıkarıldı. Burada her şey anlatılamaz. Çektiğimi bir ben biliyorum bir de Allah biliyor. En sonunda da yok sebepten inşaatımızın mühürlendiğini duyduk. Mühürlenme sebebi olarak ileri sürülen gerekçe hukuksuz. Gerçek dışı. Kabul edilemez. Zaten biz de kabul etmedik.

Sayın Başkan, mühürlenmeden sonra benim gidip aman dileyip yalvaracağımı düşünmüş olabilir. Ama kendisi beni çok iyi tanır. Ben asla haksız bir şey talep etmem. Davamda haklıysam da asla kimseye yalvarmam. Bu konu ile ilgili derhal avukatlarıma talimat verdim ve yargı yoluna gittim.

Önce mühürlenme işleminin usulsüz ve kanunlara aykırı olduğundan işlemin iptali için Şanlıurfa İdare Mahkemesi’ne dava açtım. Akabinde işlemi usulsüz olarak uygulayan ve imzalayan Ekrem Lenger ve Mahmut Saçak’ı Besni Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundum.

Belediye Başkanı İbrahim Öztürk yargıya başvurmam neticesinde alelacele mühürlenme işlemini iptal etmiş ve mührü tekrar söktürmüştür.

Şimdi Besni Kamuoyunun vicdanına sesleniyorum. Benim inşaatımın mühürlenmesi haklıysa, bir hafta içerisinde neden tekrar mühür sökülüyor? İnşaatım haksız mühürlenmişse bu görevin kötüye kullanılması değil midir? Bütün Besnili hemşerilerimizin bildiği gibi kendisi halen müteahhitlik yapan Belediye Başkanı kamu gücünü şahsi çıkarları için kullanması hak mıdır? Adil midir?

Zaten mührün tekrar kendileri tarafından sökülmesi bana yapılan haksızlığı ispatlamıştır. Kamuoyuna yansımayan bunca haksızlıktan sonra Allah kendisini şaşırtmış, bana yapılan baskı ve haksızlıkların bir kısmı da olsa bu olaylar neticesinde herkesçe bilinir ve görünür olmuştur. Taktiri değerli hemşerilerime bırakıyorum.

Biz aile olarak gerek zekatımızı, gerekse diğer yardımlarımızı düzenli olarak yapmaya gayret ederiz. Bir süre önce bu yardımlarımızı bir vakıf çatısı altında toplamaya karar verdik. Bu sebeple 2010 yılında İstanbul Sultangazi ilçesi merkezli ADİL-EV adında bir vakıf kurduk. Böylece bu yardımların daha kurumsal ve düzen içerisinde yürümesini, hatta mümkünse bizden sonra da devam etmesini amaçladık. Vakfın kurucusu ben ve iki kardeşimdir. Bu vakıf eliyle her yıl en az 500.000 TL civarında yardım, hayır ve hasenat yapılmaktadır. Tabi vakıf senedimizde yazıldığı gibi amaçlarımızdan bir tanesi de öğrencilere burs vermek ve yurt yapma gayemizde vardı. Vakıfın yeni kurulduğu günlerde yurt yeri arayışında iken 2010 yılında Besni Belediyesi tarafından yurt yapılmak üzere bir arsanın ihaleye çıktığını öğrendik ve bu ihaleye girmeye karar verdik. İhaleye arkadaşlarımız girdiler ve ihale bizde kaldı. Bu yeri satın aldık.

Belediye Başkanı İbrahim Öztürk o zaman seçimleri kaybetmişti. Yani kendisi belediye başkanı değildi. İstanbul’a vakfımıza geldi. Şu anda ismini hatırladığım Hüseyin Toplu ve Ejder Eman’ın da olduğu, bizden başka en az 20 kişinin olduğu ortamda, bu arsanın ADİL-EV tarafından alınmasının doğru olmadığını, bu arsayı kendi Belediye Başkanlığı döneminde kendisi tarafından cemaate verilmek üzere ayarlandığını ve bu yeri cemaate vermemizi istedi. Biz de kabul etmedik. Ondan sonra aramız bozuldu.

2014 yılında Belediye Başkanı seçildikten sonra bu yeri ADİL-EV vakfından almak için Belediyeden encümen kararı çıkarttırarak vakfa göndertti. Biz de bu yazıya cevap vererek böyle bir talebin haksız olduğunu, kabul etmediğimizi maddeler halinde yazdık.

Bu yılın Nisan ayında ise bu yerin vakfımızdan alınması için dava açmak üzere encümen kararı çıkarttırarak Besni Asliye Hukuk Mahkemesinde Tapu İptal ve tescil davası açtırdı. Biz de Şanlıurfa İdare mahkemesine encümen kararının iptali için dava açtık ve Besni Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gerekli savunmamızı sunduk.

İlgililer hakkında ise yani yetkilerini kötüye kullanarak, iradelerini haktan ve hukuktan yana kullanmayan Belediye Başkanı İbrahim Öztürk'ün isteği doğrultusunda karar alan encümenler hakkında Besni Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurusundan sonra aleyhimize açılan Tapu İptal ve Tescil davasından feragat edildiğini öğrendik.

695 ada 2 nolu parselde Pınarbaşı mahallesinde (1 etap TOKİ'nin alt tarafındaki) Hisgrup adına bir blok yapmışsınız. Şu an itibariyle bu arsanın 160 kişi ortağı bulunmaktadır. Size ait olmayan bir arsaya nasıl olurda inşaat yapabiliyorsunuz? Hisgrup inşaatın ortağı olmasanız dahi Belediye başkanı olarak bu durumdaki bir arsaya Hisgrub'un inşaat yapmasını nasıl müsaade ediyorsunuz? Bu konularla ilgili kamuoyuna gerekli açıklamayı yapmadınız. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirirseniz seviniriz.

Şimdi ben olanları en açık şekilde sizinle paylaştım. Sayın Öztürk cemaate ayırdığını söylediği arsanın vakfımız tarafından alınmasından sonra bana karşı özel bir husumet beslemiş olduğu bellidir. Bu arsanın ADİL-EV'den alınıp cemaatin (paralel yapının) isteği ve amacı doğrultusunda kullanılacağı anlaşılmaktadır. Bunun için bana bir çok baskı ve kumpas kurmuştur. Bunların hepsi ispatlıdır. Yakın zamanda onları da açıklayacağım. Tüm çalışkan, fedakar ve dürüst hemşerilerimize selam ve saygılarımızı iletirim" dedi.