Yenikent Yılmaz Kafe'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerine bilgi veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 16 Nisan'da Besni’den çok yüksek oranda evet oyu çıkacağına inandığını söyledi.

Programa, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Adıyaman Valisi Abdullah Erin, Adıyaman Milletvekilleri Adnan Boynukara ve İbrahim Halil Fırat, Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, AK Parti Adıyaman İl Başkanı Abdurrahman Dimez, Besni İlçe Kaymakamı Ahmet Gencer, Besni Garnizon ve İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ferhat Aydın, Besni İlçe Emniyet Müdürü Cemal Avan, belde belediye başkanları, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.

16 NİSAN'DA BESNİ'YE ADIYAMAN’DA BİRİNCİLİK YAKIŞIR

Türkiye'nin tarihi bir referanduma gittiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş; "Allahın izniyle milletimiz 16 Nisan'da evet  diyerek yeni Türkiye’nin önünü açacaktır. Adıyaman zaten Türkiye'nin en yüksek oranda evet oyu veren illerinden birisi olarak dereceye girecektir. Ben şimdiden tebrik ediyorum. Adıyaman’ın içinde Besni’nin dereceye girmesi lazım. Besni tarihi ve köklü ilçelerimizden birisi. Besni'ye de Adıyaman’da birincilik yakışır. Artık Kahta mı Sincik mi Besni mi ona siz karar verin. Aranızdaki bu yarışta inşallah Besni’den de çok yüksek oranda evet oyu çıkacaktır.

İSTİYORLAR Kİ TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK BOĞUŞSUN, KENDİ İÇERİSİNDEKİ SORUNLARIYLA DİDİŞSİN

Bu referandumun ne kadar önemli olduğunu her biriniz biliyorsunuz. Türkiye’nin son yıllarda karşılaştıklarını görüyorsunuz. Aşağı yukarı 2015'in Temmuz ayından itibaren Türkiye’ye bütün terör örgütleriyle açıktan aleni bir saldırı gerçekleştiriliyor. Suruç’taki bombalamadan sonra sistematik bir şekilde canlı bombalarla araçlar patlatılarak Türkiye ayaklarında prangalarla yerinde tutulmaya çalışılıyor. Ayrıca Cizre’de, Silopi’de, Sur’da ve bir çok yerde bu memleketin çocukları kandırılarak hendekler ve çukurlar kazıldı, içlerine bombalar konuldu. Aylarca bütün gücümüzü maalesef oraya harcamak zorunda kaldık. Diğer taraftan DEAŞ diye bir terör örgütü Türkiye’nin başına bela edildi. Türkiye’de yılbaşı gecesi bile onlarca kişiyi öldüren bir saldırı gerçekleştirildi. Yetmedi, bütün bunların üstüne 15 Temmuz'da bir başka terör örgütü FETÖ ortaya çıkarıldı. Bu örgüt vasıtasıyla Türkiye’nin siyasetine doğrudan doğruya müdahale edilmeye çalışıldı. Yani bir darbe teşebbüsü ortaya konuldu. Türkiye ayrıca sadece kendi sınırları içinde değil, kendi sınırları dışında da terörle muhatap hale getirildi. İşte Fırat Kalkanı Operasyonu bunun için yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Türkiye'nin hemen sınırlarının ötesinde hem DEAŞ’ın, hem PKK/PYD’nin Türkiye’ye karşı bir sürü saldırı ve eylemleri gerçekleştirdiğini biliyoruz. Sevgili Besnililer bütün bunlar niçin yapılıyor? Bu örgütler bu kadar büyük destekleri nereden buluyor?  Bu kadar silahları, siyasi destekleri nerden buluyorlar ve niçin bu destekler veriliyor? Hiç şüphesiz ki amaç Türkiye’nin koşar adım hızlı bir şekilde güçlü ve kalkınmış bir Türkiye olmamasıdır.  Bunu istemiyorlar, büyük bir Türkiye istemiyorlar. Ülkemizi topyekun ayağa kaldıracak her türlü altyapı ve üstyapı çalışmaları sürdürülüyor. Bu anlamda Türkiye yeni bir gömlek giymiş oldu. Bunları da birileri çekemiyor. İstiyorlar ki Türkiye ekonomik olarak boğuşsun, kendi içerisindeki sorunlarıyla didişsin. Onun için bu terör örgütlerini başımıza bela ediyorlar. Yetmiyor, bunlara her türlü desteği de veriyorlar.

BUNLAR GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE İSTEMİYORLAR

Birkaç gün evvel gazetelerde Türkiye’nin bakanlarının seçilmiş milletvekillerinin meşru hükümetin temsilcilerinin oraya gidip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla buluşmasına engel olanlar hem de her ağızlarını açtıklarında demokrasinin merkezi olduğunu söyleyip bir taraftan da en demokratik hak olan referandumla ilgili oradaki kampanyada bir şekilde propaganda yapmaya gidenlere mani olanlar, ne hikmetse terör örgütünün adamlarının hem de polis gözetiminde orada yürüyüş yapmasına , gösteri yapmasına gık çıkarmıyorlar, onların zeminini hazırlıyorlar. Neden oradaki Türkiye karşıtı terör örgütlerine destek veriyor, onların propaganda yapmasını istiyorlar da bizlerin gidip orada propaganda yapmasına bakanların milletvekillerinin propaganda yapmasına müsaade etmiyorlar? Hem de öyle bir şekilde müsaade etmiyorlar ki tam bir orta çağ barbarlığı. Orada bulunup gayet demokratik bir şekilde kendi haklarını savunacak olan Türkiye vatandaşlarının üzerlerine atlarını sürerek, çıldırmış köpeklerini sürerek oradaki vatandaşlarımızı durdurmaya çalışıyorlar. Bunların hepsi bir resmin parçalarıdır. Bunlar güçlü ve büyük Türkiye istemiyorlar. Dünyadaki yanlış gidişata müsaade etmeyen, yeni bir dünyanın kurulmasını talep eden Türkiye’den haz etmiyorlar. İstedikleri Türkiye geçmiş dönemlerde olduğu gibi koalisyon hükümetleriyle 17 ayda bir hükümet değiştiren Türkiye’dir. İstedikleri Türkiye ekonomik krizlerle çalkalanıp parası pul olan bir Türkiye’dir.  İstedikleri Türkiye, kendi içinde bir takım imar faaliyetlerini yapabilen büyükşehirlerinin yollarını dahi yapamayan üç kuruş için batıya el avuç açan bir Türkiye’dir. İstedikleri Türkiye, savaş uçaklarını savunma sanayisini, İha'larını yapan bir Türkiye değildir. İstedikleri Türkiye, bir piyade tüfeği almak için NATO üyelerinin kapısında kuyrukta bekleyen bir Türkiye’dir.

TÜRKİYE YENİDEN AYAKLARI ÜZERİNDE DİRİLDİ VE GÜÇLENDİ

Şimdi telaşları bu Türkiye öyle bir ülke ki, Allah’ın izniyle dünyanın her yerine kol kanat gerebilen bir Türkiye’dir. Sadece Türkiye Adıyaman’la Besni ile Hakkari ile Çukurca, Edirne, Keşan ile ilgili bir Türkiye değil . Türkiye artık bütün ufkunu genişletmiş, atalarımızın ayak izlerini süren mazlum milletlere kol kanat gerebilen bir Türkiye’dir. Türkiye’nin bu hale gelmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Türkiye yeniden  ayakları üzerinde, yeniden dirildi ve yeniden güçlendi. Bu güçlülüğümüzü biz sadece güç istediğimiz için değil, mazlum milletlerin de yanında ola bilmemiz için, yıllardır ihmal edilen bu Anadolu topraklarının halkına mazlum halkımıza yardımcı olabilmek için, onlara hizmet edebilmek için bunu istiyoruz.

BİZ GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTİKAMETİNDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ

Yeni bir seviyeye çıkacağız. 16 Nisan bu seviyeyi atlama tarihidir. İnşallah bir üst basamağa atlayacağız. Birileri için terör örgütleriyle propagandalarıyla bütün güçlerini ortaya çıkararak mani olmaya çalışıyorlar. Dertleri güçlü bir Türkiye, güçlü bir ekonomi ile kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye’dir.  Dertleri içerde dirliğini birliğini sağlamış, türkün kürdün alevinin sünninin bütün unsurlarıyla 80 milyonun kardeş olduğu bir Türkiye’dir. Bizde tam tersini diyoruz. Bu istikamette isteseler de istemeseler de Allahın izni ile güçlü Türkiye istikametinde yolumuza devam edeceğiz.

16 NİSAN'DA VERİLECEK OY, YENİ, GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE İÇİN VERİLECEK OYDUR

16 Nisan'da verilecek her evet oyu Türkiye’de kardeşliğe verilecek evet oyudur. Türkün Kürdün yeni Türkiye istikametinde yoluna yürüme yürüyüşüne verilen evet oyudur. 16 Nisan'da verilecek her evet oyu ekonomik olarak güçlü bir Türkiye’ye verilecek evet oyudur. 16 Nisan'da verilecek her evet oyu bir daha ekonomik krizlere düşmemek için verilen evet oyudur. Verilecek her evet oyu bir daha siyasi krizlere düşmemek için hükümetlerin parlamentonun cumhurbaşkanlarının birbirleri ile kavgalı halde olmaması için verilecek oydur. 16 Nisan'da verilecek oy yeni güçlü büyük Türkiye için verilecek oydur. Her seçimde partileri seçiyoruz, milletvekillerini seçiyoruz ama bu seçim başka seçim. Bu seçimde ise oyu kendiniz için, çocuklarınız için, torunlarınız için, Türkiye’nin geleceği için vereceksiniz. Bir daha tartışmalı, nereye gittiği belli olmayan, sağdan soldan çekiştirilen, ayakları üzerinde duramayan bir Türkiye’yi 16 Nisan'la birlikte tarihe gömüyoruz. 16 Nisan'la birlikte darbeler geleneğini de tarihe gömüyoruz. Bir daha sokağa sırtı sıvazlanan, sokağa bırakılan, herhangi bir hain güç bu millete karşı darbe yapamayacak.  16 Nisan'da terör örgütlerini tarihe gömmek için evet oyu vereceğiz. İnşallah 16 Nisan Türkiye’nin yeni bir siyaset döneminin başlangıcıdır. Etkin yönetim hızlı karar alan bir hükümet  milletle bütünleşmiş olan bir siyaset daha kararlı bir şekilde yek vücut olan bir siyaset olacak" dedi.