Besni'de BETAŞ'ta çalışan işçilerden 108'i, fabrikanın kapanmasının ardından 6 yıldır mahkeme kararına rağmen içerde bulunan paralarını alamadıklarını söyleyerek, konu ile ilgili CHP Besni İlçe Başkanı Hakan Kılınç'tan destek istemişlerdi. Başkan Kılınç ise mağdur emekçi işçilerin haklarını sahiplenerek, konuyu ulusal basına taşıdı.

Besni'de yaşayan vatandaşlara, tüm STK'lara ve tüm siyasi partilere seslenen Başkan Hakan Kılınç; "Betaş'ta çalışan mağdur işçi kardeşlerimizin yanında bulunarak hep birlikte desteğe davet ediyorum" dedi.

AK Parti Gaziantep Milletvekili ve eski Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer’e ait olan tekstil firması Betaş’ın kapanmasının ardından işsiz kalan 108 işçinin 5 yıldır alacaklarını alamadıklarını da söyleyen Başkan Kılınç; "İlçemizde önemli iki fabrikadan biri olan Betaş, 700 işçiyle çalışırken, çalışan sayısını 300’e düşürdü. 2012 yılı başında kapanan fabrika daha sonra Halk Bankası tarafından haczedildi. Banka satış yapmadığı gibi fabrika, içindeki makinelerle birlikte çürümeye terk edildi. 300 işçinin büyük çoğunluğu alacaklarının dörtte birine razı gelerek uzlaşma sağladı. Hakkını yargı yoluyla arayan 108 işçi ise açtıkları davaları kazandı. Her birinin tespit edilmiş 30 ila 50 bin lira arasında alacağı var ancak 5 yıldır alamıyorlar. Borçlu AKP Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer olunca da bazı işçiler Allah’a havale etmekten başka çare bulamıyor. Biz bu işin peşini bırakmayarak mağdur emekçilerimizin hakkını sonuna kadar arayacağız" dedi.

Betaş'ın Besni'de açılan iki fabrikadan biri olduğunu da söyleyen Başkan Kılınç; "Fabrikanın ilçemize ekonomik olarak büyük katkıları olmuştur, inkar edilemez. 108 emekçi kardeşimiz 6 yıllık mağduriyetlerini gelip bize anlattılar ve biz de seslerini duyurmak için her zaman yanlarındayız.

Buradan Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza sesleniyorum, 108 kardeşimiz şu anda AKP Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer’in fabrikasında mağdur olan işçilerimiz. Bu emekçi kardeşlerimiz haklı davalarında 6 yıldır çok büyük sıkıntı çekmektedirler. Bu insanların haklarının bir an önce verilmesini istiyoruz. Sayın Milletvekiline de sesleniyorum, gece başınızı yastığa koyduğunuz zaman vicdanen rahat uyuyorsanız, sıkıntı yoktur" dedi.

Fabrikanın ayakta kalması için her türlü fedakarlığı yaptıklarını ve emeklerinin üstüne yatan birinin Türkiye’yi yönetiyor olmasını hazmedemediklerini belirten işçiler emeklerinin karşılığını istediler.

BİZ SADECE EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ

Gülsüm Öksüzaşık: Daha önce Betaş’ta çalışıyordum, şu an işsizim. Besni gibi yerde de iş imkânımız yok. Sigortalarımız hep boşa gitti. Çalıştık, emeğimizin karşılığını alamadık. Bu fabrikada 13 yıl çalıştım. 7 maaş ve kıdem tazminatı alacağım var. İşten atıldıktan sonra dava açtık, 35 bin lira alacağım tespit edildi. Biz sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz.

İSTEDİĞİNİZ MAHKEMEYE BAŞVURUN

Bülent Arslan: 1997’de bu fabrikada işe başladım. 2012’de fabrika kapandı. SSK dokümanlarımıza baktığımızda, yıl 365 gün; kimi yıl 80 gün yatmış, kimi yıl 200 gün yatmış, kimi yıl 250 gün yatmış, orda da bize bir darbe vurmuşlar. Biz bunlardan da vazgeçtik, maaşımızı istiyoruz. Maaşımızı vermiyorlar, mahkemeye veriyoruz. “Biz istediğimizde veririz, istemediğimizde bir kuruş vermeyiz. İstediğiniz mahkemeye de başvurun” dediler. Ben anlayamıyorum; nasıl bir vicdan var, nasıl bir merhamet var bunlarda?

2012 yılı Ocak ayında kapandı burası. Bazı arkadaşlar 13 bin lira alacağına karşılık 3 bin lira almış, anlaşmış; kalan alacağından vazgeçmiş. Biz 108 kişi dava açtık. Mahkeme sonuçlandı. Ortalama 30 bin lira alacaklı durumdayız. Allah’tan Koçer ailesine vicdan istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz.

ÖNCE ELEŞTRİDİ SONRA VEKİLİ OLDU

Mahmut Yeşilot: Bu fabrikaya ben eski hükümlü olarak geldim. 2000 yılında işe başladım, 2010’da işimize son verildi. O zamanlar fabrika yavaş yavaş maaşları içeri almaya başladı. 3 ay, 2 ay maaş veremiyordu. O zamanlar toplantılar oluyordu, bu toplantıları patronlar yapıyordu. Şimdi AKP milletvekili olan Nejat Koçer o toplantılarda bize açıklama yapmıştı. “Bizim bu duruma gelmemize şimdiki hükümetin uygulamaları sebep oldu” demişti. O zamanlar hükümeti karalıyordu, sonra gitti AKP’den milletvekili oldu.

Bir de bizi ücretsiz izne gönderiyorlardı, biz ayda 3-5 gün anca çalışıyorduk. Sigorta sıkıntısı, kredi kartları vardı, bankalarla olan sorunlarımız, icralar, elektriği kesilenler... bir sürü sıkıntı yaşadık.

Getirmiş, bankayı da önümüze kalkan olarak koymuş, satmaya kalkıyor, siyasi bir güç durduruyor. Daha önce Halk Bankası’nın yönetimindeydi, bu yolları iyi biliyorlar.

‘FABRİKA İÇİN MÜCADELE ETTİK’

Abidin Peşket: Ben 14 yıl çalıştım. İşten atıldıktan sonra garsonluk yaptım, inşaatlarda çalıştım. Zaten Betaş’tan ayrıldıktan sonra 6-7 bin liralık kredi kartlarımız 25’e kadar çıkmış, şu anda ben hâlâ kredi kartlarıyla uğraşıyorum. Alacaklarımı zamanında alabilmiş olsaydım bugün borçlu olmayacaktım. Biz 4-5 sene boyunca 4-5 ayda bir maaş aldık. Fabrika memleketin fabrikası dedik, işsizlik olmasın dedik, hepimiz mücadele verdik. Bu fabrika zarar etmedi, buna inanmıyorum.

AVUKATLAR BİLE AÇIKLAYICI BİR BİLGİ VERMİYOR

Tahsin Taştan: 2002’nin sonlarında bu fabrikada işe başladım, 2010’un 5. ayında çıktım. Aşırı baskı ve parasızlık nedeniyle ayrıldım. 3 ayda bir, 4 ayda bir maaş alıyorsun. Bir maaş aldıktan sonra bir daha ne zaman alacağını bilemiyorsun. Alacaklarım için mahkemeye verdim. Şu anda avukatlar bile açıklayıcı bir bilgi vermiyor bize. Artık baskı mı var, bir şeyler mi yeterli değil bilmiyorum. Ben sıhhi tesisatçıyım, boş kalmadım ama bütün arkadaşlarım öyle değil. 108 kişiden belki 10-15’inin elinden başka iş geliyordur, öbürleri çok perişanlık çekti. İnşaatlarda, bulaşıkta çalışan arkadaşlarımız var, Allah hepsinin yardımcısı olsun. Allah da Koçerlere bırakmasın bizim hakkımızı.

BETAŞ’IN TIR FİLOLARI

Zarardayız diye bizim maaşımızı ödemeyen Betaş, duyuyoruz ki, TIR filoları kurmuş; ithalatı, ihracatı devam ediyor. Bursa’ya Denizli’ye fabrikalar açıyor ama bizim maaşa gelince “Zarardayız. Biraz dişinizi sıkacaksınız” diyorlar. Halbuki devlet onlara suda, vergide, sigortada, hayvan kredisinde bütün imkanları sağlamış, bunlar da faydalanmışlardır. Zarar eden bu adam nasıl TIR filosu kurabiliyor?

BU NASIL ADALET, BU NASIL HUKUK?

Hasan Kahya: Ben ambalaj bölümünde çalışıyordum, 1999’un on birinci ayında girdim. 2010 yılında maaşımızı alamadığımız için çıktık ve mahkemeye verdik. Mahkeme 2 yılda karar verdi. O günden bu yana hiç paramızı alamadık. Bu nasıl adalet, bu nasıl hukuk, onu da anlamıyoruz. Ben şu anda kamyon şoförlüğü yapıyorum. Çok mağdur olduk, o günden bu yana faizlerin altına girdik, kredi kartları, krediler... Nasıl ödeyeceğiz bilemiyoruz.

BUNLAR ELİNİ TAŞIN ALTINA HİÇBİR ZAMAN KOYMADI

Erdal Özmercan: Besni halkı olarak elimizden gelen özveriyi gösterdik, bütün fedakarlıkları yaptık. 60 kuruşa su içerken 40 kuruşa su verdi belediye bunlara, ilçemizde istihdam olsun, iş olsun diye ama bunun karşılığında bunlardan hiçbir şey görmedik. Bunlar elini taşın altına hiçbir zaman koymadı. Pazar mesaisi olsun, resmi tatiller olsun fedakarlık yaptık, çalıştık.

NEREDE İŞÇİNİN HAKKI?

Mustafa Toraman: Eğer fabrikamız düzelecekse biz birer maaşımızı, ikişer maaşımızı verelim, dedik. Fabrikanın elektriğini kesmeye geldiler, taksitlendirme yapıldığı halde ödemediler. Yani fabrikanın kapanmasına kendileri çanak tuttu. Hükümetimiz diyorki “öncelik işçinin hakkı”. Nerede işçinin hakkı?