Fırat, konuşmasını şöyle sürdürdü; "15 Temmuz akşamı başlayan darbe girişimi millet iradesine, milletin kendini yönetme hakkına vurulmak istenen bir darbeydi. Ülkemiz daha önce pek çok darbe ve darbe girişimi gördü. Ancak hiçbirinde Milletin Meclisine bir kurşun dahi atılmadı. Tanklarla sivil insanların üzerine ateş açılmadı. Bütün milletin iradesinin tecessüm ettiği TBMM’nin bombalanması ile tüm milletimizin iradesi, birliği ve kardeşliği hedef alınmıştır. FETÖ Terör örgütü mensubu teröristlerin bu hain darbe girişimlerine, bu vatanın asil ve şerefli evlatları hep birlikte “dur” dedi. Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım’ın önderliğinde milletimiz iradesine, kendisine ve vatanına dimdik ayakta durarak, sahip çıktı.

Darbe vatana ihanettir. Bu mücadele belli bir kesimin mücadelesi değil. Dini, dili, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun bütün bir Türkiye’nin mücadelesidir. O gece tarihimizde ilk defa siyasi partileriyle, medyasıyla, kurumlarıyla ve bu ülkenin gerçek sahipleri 7’den, 70’e bütün halkıyla, milletimiz bir birlik havası oluşturmuştur. Millet iradesine vurulmak istenen kelepçeye artık müsamaha gösterilmeyeceğini ve bu ülkede seçimle iş başına gelenler, ancak seçimle kalacak veya seçimle gideceğini göstermiştir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olduğumuzu bir kez daha göstermiş olduk. Bunun en güzel örneği de demokrasi nöbetlerinde tüm siyasi parti mensupları ve tüm halkımız var. Milletimiz vatan savunmasına, demokrasi nöbetine devam ediyor. Bu ülkenin gerçek sahipleri gündüz işe, gece sokaklara çıkara, meydanları dolduruyor. Bizde her gece meydanlardayız. Bu mesele sadece, Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın değil, hepimizin yani tüm milletimizin meselesidir. Bu sebeple birde daha fazla gayret gösterip, her türlü riski alacağız, yılmayacağız. FETÖ Terör örgütünün kökünü kazıyacağız. Herkes makamının gereğini, sorumluluğunu daha fazla üstlenerek, çok daha fazla çalışmak ve gerekli hassasiyeti göstermek zorundadır. İhmal, erteleme ve ağırdan alma kabul edilemez. Bu hususta çok daha süratli hareket etmemiz ve FETÖ Terör örgütünün gelecekte daha büyük bir tehlike olarak karşımıza çıkmaması için OHAL ilan edilerek, hükümetimiz milletin iradesine sahip çıkmıştır. İlan edilen OHAL uygulaması, askerin yetkisini artıran veya ekonomiyle ilgili yükümlülükler getiren şartları içermiyor. Anayasamızın 120. Maddesi ile 2935 sayılı olağanüstü Hal Kanununun 3. Maddesine göre, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması ve şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması halinde getirilen bir uygulamadır. OHAL uygulamasıyla devlet birimlerine yuvalanan FETÖ Terör örgütü, paralel hainlerin temizlenmesinden ve demokrasimizin millet eliyle sigortalanmasından ibarettir. MGK ve Bakanlar Kurulu kararı gereği alınan OHAL uygulaması, köklü önlem ve değişiklikler için gerekliydi.

Ülkemize karşı yapılan veya yapılacak olan her türlü darbe veya darbe girişimlerinin millet olarak hep karşısında olacağız. Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin. Bu milletin onurunu korumak için şehit olan şerefli vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahme, yaralılara acil şifalar diliyorum" dedi.