Ballı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Kardeş ülke Azerbaycan’ın Ermenistan işgali altındaki dağlık Karabağ bölgesinin Hocalı şehrinde yaşanan acının üzerinden 25 yıl geçti. 20. yüzyılın utanç verici bu hadisesinin yaşanmışlıklarının vahşeti yüreklerimizi sızlatmakta ve dün Hocalıda yaşananlar Türk milletine karşı haçlı zihniyetinin ne denli kinle dolu olduğunu ortaya koymaktadır.

Hocalı soykırımı 20. Yüzyılın sözde insan hakları havarilerinin, demokrasi sevdalılarının ve emperyalizmin sahte medeniyetinin gözleri önünde işlenmiştir. Ne hazindir ki bu vahşeti tüm dünya seyretmiş hatta yer yer desteklemiştir. 25-26 Şubat 1992’de dönemin kızıl kutbu SSCB’nin desteğini alan Ermenistan 613 cana kıymış yüzlerce yuvayı söndürmüş kadın çocuk ayrımı yapmaksızın tam manası ile bir soykırım gerçekleştirmiştir. Haince şehit edilen soydaşlarımızın cesetlerinden dahi insanlık dışı muamelelerle sözde intikam alınmış anasının karnındaki bebeler süngülenerek şehit edilmiştir. Dönemim işgal kuvvetleri komutanı mevcut Ermenistan cumhurbaşkanının ifadeleriyle sivil topluma el kaldırılmayacağı anlayışı yok edilerek masum insanlar kırılarak şaka yapmadıkları ilan edilmiştir. Kırılan Müslüman Türk olduğunda dünya kamuoyu 3 maymunu oynamış, her konuda konuşmayı vazife edinenler Hocalı da lal kesilmiş insan hakları Hocalıda görmezden gelinmiş ve iletişim çağında kitleler Hocalının çığlığını işitmemiştir.

Türk milleti şundan emin olmalıdır ki 1992 de Hocalı da yaşanan vahşet, 1900lü yılların başında Anadolu’da hortlayan “Taşnak ve Hınçak” zihniyetinden başka bir sefaletin eseri değildir. Bu melun zihniyet 20. asrın başlarında Anadolu’da gerçekleştirdiği soykırıma aynı asrın sonlarında Hocalı’da ve Dağlık Karabağ’da devam etmiştir. Çukurova’nın Ermeni toprağı olduğu hülyasına dalıp sessizce yüzlerce yıllık Türk toprağı Revanı Erivan yapanlar 1992’de Ağrı Dağı’nın ve Kars’ın kendilerine ait olduğunu iddia ederek Anadolu Türklüğünü müdafaaya mecbur ederken Dağlık Karabağ’ı işgal etmişlerdir. ASALA terör örgütü eliyle onlarca Türk diplomatının ve masum vatandaşımızın kanını dökenler de aynı karanlık zihniyetin mensuplarıdır.

Ülkü Ocakları olarak tüm Türk dünyasının ve mazlumların takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Aradan geçen çeyrek asra rağmen Hocalı’nın acısını yüreklerimizde hissetmeye, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın haklı davasını milli meselemiz olarak görmeye devam edeceğiz. Hocalı soykırımının yıl dönümünde, Türk tarihinde soykırım, Türk milletinin elinde masum kanı arayanlara açık çağrımızdır; eğer soykırım görmek istiyorsanız 20. Asrın başlarında Doğu Anadolu ve güneydoğu Anadolu bölgelerimizde Müslüman Türk’e uygulanan katliamlara bakınız. Eğer soykırım arıyorsanız 25-26 şubat 1992’de Dağlık Karabağ’ın Hocalı şehrinde yaşanan vahşete kulak veriniz. Her süslü sözünüzde bahsettiğiniz insan haklarını Hocalı içinde devreye koyup sorumlularından hesap sorunuz. Ağrı’da Kars’da ve Hocalı’da hak iddia etme cüretinde bulunanlar Erivan merkezli Revan Hanlığının dirileceği günü bekleyiniz.

Bu duygu ve düşüncelerle 25 yıl önce Azerbaycan’ın Hocalı şehrinde hunharca katledilen soydaşlarımız başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor ruhlarının şad mekanlarının cennet olmasını temenni ediyorum. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın Türklüğüne sonsuz selam, dua ve muhabbetlerimi iletiyor, Ülkü Ocakları ve Ülkü Ocaklılar olarak her zaman yanlarında olacağımızı bildiriyorum. Bir gün elbet akşam namazını Karabağ’da kılacak ve cihana hasret kaldığı adalet mührünü vuracağız" dedi.