Besni Mehmet Erdemoğlu Parkı önünde düzenlenen "Adalet İçin Duralım" eylemine CHP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Yıldırım, Kesmetepe Belediye Başkanı Vakkas Acar, Şambayat Belediye Başkanı Nejdet Arıcı, CHP Besni İlçe Başkanı Hakan Kılınç ve partililer katıldı.
BAŞKAN KILINÇ; " ATATÜRK’ÜN TÜRKİYE'SİNDE ADALET’İ SOKAKTA ARIYORUZ"
2 dakika yapılan durma eyleminin ardından basın açıklaması yapan CHP Besni İlçe Başkanı Hakan Kılınç, Atatürk’ün Türkiye'sinde Adalet’i sokakta aradıklarını söyledi. Başkan Kılınç; "Üzülerek ifade ederiz ki, bizler de bu durumdan çok rahatsızız. Çünkü gelişmiş ve demokratik ülkelerde adaletin aranma alanı sokaklar değil bağımsız mahkemelerdir. Maalesef 16 yıllık AKP hükümetinin bizi getirdiği nokta burasıdır. Biz adaleti bireyler için değil, halkımız için istiyoruz. Yani egemenlerin değil, hakkın, hukukun Adalet’ini istiyoruz.
Bizler Cumhuriyet Halk Partisi'nin temsilcileri ve yöneticileri olarak, ecdadımızın zulme karşı merhameti, haksızlığa karşı hakkı ve adaleti nasıl savunduğunu, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini nasıl verdiğini ve bu ülkeyi bizlere ne şartlarda emanet ettiklerini unutmadık, unutmayacağız ve de unutturmayacağız.
ALLAH BİR DAHA BU ÜLKEYE KURTULUŞ SAVAŞLARI VE 15 TEMMUZLARI YAŞATMASIN
Ülkemizde hak, hukuk ve adalet gerçek anlamda tesis edilene kadar, bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız. Atalarımız Kurtuluş Savaşında, Çanakkale'de bu bedeli ödediler.
Bizlerde 16 yıllık AKP iktidarının ülkemize getirdiği sorunların sonucu olarak 80 milyonla 15 Temmuz kalkışmasına karşı topyekün cansiperane provasını yaşadık. Allah bir daha bu ülkeye kurtuluş savaşları ve 15 temmuzları yaşatmasın.
Ülkemiz üzerinde bunca karabulut dolaşırken, AKP iktidarı 15 Temmuzu da, 20 Temmuz'da aldığı OHAL kararları ile siyasi fırsata çevirme çabası içerisine girdi. Anayasa ve hukuku bir kenara bırakarak kanun hükmünde kararnamelerle ülke yönetip, kendini bu ülkenin sahibi sanmaya başladılar.
Yeri geldiğinde bu ülkenin gerçek sahiplerinin ülkeyi yönetenler ve sadece onlara oy verenler değil, her koşulda bu ülke için ölmeyi göze alan, 80 milyon ülke insanımızın olduğunu hatırlatmak bizlerin asli görevidir.
Bizler tarihimizin bize yüklediği sorumlulukla anayasal sınırlar içerisinde kalarak ve kamu düzenine zarar vermeden, bugün olduğu gibi demokratik yöntemlerle hak ararken bile birilerinin bize bu hakkımızı bir lütufmuş gibi sunmaya çalışma çabalarını anlamak zor.
İşte sadece bu durum bile demokrasimizin ne aşamada olduğunu göstermiyor mu?
Allah aşkına bugün geldiğimiz noktada bağımsız yargıya güven sarsılmamış diyebilir miyiz?
Bağımsız mahkemelerimizde yargıçlarımız, kanun ve vicdanlarına danışarak karar verebiliyorlar diyebilir miyiz?
Her şey liyakat esasına bağlı işliyor, torpil, kayırmacılık, haksızlık ve hukuksuzluk yok diyebilir miyiz?
Toplumda ayrışma yok, bölünme korkularımız yok, ötekileştirme yok diyebilir miyiz?
Ülkemde adalet, eğitimde fırsat eşitliği, düşünce ve inanç özgürlüğü, fikir özgürlüğü var sonuna kadar kullanıyoruz diyebilir miyiz?
Bütün bunlar yokken biz ana muhalefet partisi olarak tarihin ve seçmenlerimizin bize yüklediği sorumlulukla sokaklara çıkmışız suç mu?
GERÇEK ADALET VE DEMOKRASİ GELENE KADAR YÜRÜYÜŞÜMÜZ DEVAM EDECEK
Biz tek parti döneminden çok partili döneme geçerken hedefimiz, muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, yurtta sulh cihanda sulh anlayışı ile dünya demokrasi ve adaletine katkı sunmaktı. Oysa geldiğimiz noktada biz demokrasi ve adaleti arar hale geldik. O nedenledir ki bugün sokaklardayız.
Bu zihniyet sonra dün dündür bugün bugün, benim memurum işini bilir, bir kere ile bir şey olmaz, kim ne yapmışsa bilgim dahilinde yapmıştır, Anayasayı tanımıyorum ve ben yaptım oldu biçiminde geldiğimiz noktaya ulaşmıştır.
Sizlerde biliyorsunuz ki işler iyiye gitmiyor. Besni deyimi ile halımız hal değil. Ya bu gidişe hep beraber dur diyeceğiz, ya da bu kaderi hep beraber yaşayıp göreceğiz. Karar her zaman olduğu gibi milletindir ve milletin olacaktır. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için, gerçek adalet ve demokrasi gelene kadar yürüyüşümüz devam edecektir" dedi.
