İlişkilerde yakalanan bu ivmenin sürdürülmesini ümit ettiklerini dile getiren Aydın, "Zirve sonuçları arasında yer alan yeni fasılların açılması, en üst düzeyde siyasi, ekonomik ve enerji diyaloğunun artırılması, vize serbestisi sürecinin hızlandırılması ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi konularının takibine önem veriyoruz" diye konuştu. 

                Geçtiğimiz ay ekonomik ve parasal politika faslı müzakerelerinin açıldığını anımsatan Aydın, diğer fasılların da en kısa zamanda açılmasını beklediklerini, ayrıca Göç Eylem Planı ve vize serbestisi diyaloğu sürecinde Türkiye vatandaşlarının Schengen alanına yapacakları seyahatlerde vize uygulamasının Ekim ayında kaldırılmasını beklediklerini söyledi.

                "Bugün Türkiye, ağırladığı Suriye ve Iraklı mültecilerle birlikte halen dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundadır" ifadesini kullanın Aydın, şunları kaydetti: 

                "BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre dünya üzerinde kayıtlı 19,5 milyon mülteciden, 2,5 milyondan fazlasına tek başına ev sahipliği yapan Türkiye'nin, maddi, manevi altına girdiği yük açıkça belli olmaktadır. Ülkelerini terk eden Suriyelilerin yüzde 50'den fazlası ülkemizde bulunmaktadır. Elbette Türkiye bunu vicdani, insani gerekçelerle ve uluslararası anlaşmaların gereği olarak yapmaktadır. Ancak sorumluluğun ve yükün paylaşılması noktasında tüm ülkelerin eşit düzeyde katılım sağlaması gerektiği aşikardır. AB, bölgeye olan hem jeopolitik yakınlığın, hem de insani ve hukuki değerler gereği mevcut mülteci krizinin çözümünde daha müdahil ve etkin olmalıdır. Ülkemizdeki Suriyelilerin hayat şartlarının iyileştirilmesi için büyük çaba sarf etmekteyiz." 

                Can güvenliklerini tehlikeye atarak, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan Suriyelilerin sayısında son dönemde görülen artışın, dünya tarihinde son dönemde görülen en büyük trajedilerden birine yol açtığını kaydeden Aydın, "Bu çerçevede sadece 2015 yılında Sahil Güvenlik Komutanlığımız 92 bine yakın göçmeni denizden kurtarmıştır. Bu rakam bir önceki yıla göre 6 kattan daha büyük bir artışa isabet etmektedir" dedi. 

                Aydın, "Yeniden yerleştirme, göçün yasal bir zemine çekilmesi ve böylelikle daha büyük trajedilerin önlenmesi için önemli bir fırsattır. Yeniden yerleştirme programlarının, dünya çapında daha etkin hale gelmesi sağlanmalıdır. Bu konuda tüm ülkelerin daha duyarlı hareket etmesini bekliyoruz" ifadesini kullandı. 

                Yasadışı göçün, AB ile ortak gündemin en önemli konu başlıklarından biri olduğunun altını çizen Aydın, şöyle devam etti: 

                "Göç krizi, Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesinin ve birlikte hareket edilmesinin önemini bir kez daha göstermiştir. Ülkemiz, ekonomik imkan ve kabiliyetlerini zorlamak pahasına insani boyutu ön planda olan konuya kalıcı çözüm sağlanması yönünde çaba sarf etse de tek taraflı bir gayret tabiatıyla yeterli değildir. Yük ve sorumluluk paylaşımı ilkesine uygun olarak ülkemizin AB tarafından da beklentileri vardır. Bu çerçevede Türkiye-AB zirvesinde uygulamaya konulan Ortak Göç Eylem Planı kapsamında ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyeliler için AB'nin sağlayacağı 3 milyar avroluk finansman desteğini içeren Türkiye İçin Sığınmacı Mali İmkanı üzerinde üye ülkeler tarafından mutabakata varılmış olması önemli bir gelişmedir. Mali imkanın, ülkemizin talepleri doğrultusunda ve zamanlıca aktarılması hususu önem arz etmektedir. Bu husus AB'deki muhataplarımızla temaslarımızda dile getirilmektedir." 

                Aydın, "Göç krizinin, ancak sorumluluk ve yük paylaşımı yoluyla kalıcı bir çözüme kavuşacağına olan inancımı yinelemek isterim. AP'nin de ortak karar mekanizmasına dahil olduğu iltica, sığınma ve göç alanında ve AB'den ayrılan bütçe imkanları konusunda daha aktif rol oynayacağına ve Suriyeli sığınmacılar hususunda çözümün önemli bir parçası haline geleceğine olan inancımı temenni ediyorum" ifadesini kullandı. 

                Kabulde Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Süreyya Sadi Bilgiç, İçişleri Komisyonu Başkanı Celalettin Güvenç, Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan ve bazı milletvekilleri de hazır bulundu."