Evet, saygıdeğer okurlarım. Eski oda sohbetleri çok güzel olurdu, yatsı namazından sonra eski olaylardan bahsedilirdi. Yine Seyyid Emir Külal kendine ait bir yerde dergah inşa ettirirken, dişi ağrıyan bir adam Emir Külal hazretlerinin yanına birçok üzüm ve henüz yeni pişmiş ekmekle geldi. Emir Külal hazretlerine gece gündüz diş ağrısı çekmekteyim sizin duanızı almak için geldim. bana yardımcı olunuz takatım kalmadı dedi, emir Külal gelen adama yanıma yaklaş bakayım hangi dişin ağrıyor? dedi adamda yaklaşarak ağrıyan dişini gösterince hemen Emir Külal parmağını ağzına sokup ağrıyan dişin üzerine koydu sonra ihlas suresini okudu gelen kişinin diş ağrısı hemen kesiliverdi bundan sonra emir Külal hazretleri buyurdular ki "ey dostlar ihlaslı olunuz her işinizi Allah rızası için yaparsanız kurtulursunuz. İhlassız yapılan amel, üzerinde padişahın mührü bulunmayan  para gibidir. üzerinde padişahın sikkesi bulunmayan parayı kimse almaz. üzerine mühür vurulan ise herkes alır. ihlas ile yapılan az amel Allah-u Teala indinde çok amel gibidir. İhlassız yapılan çok amelin ise hak katında kıymeti yoktur. Yaptığınız her ibadeti ve işi ihlas ile yapınız böylece Allah-u Teala'ya yakın ve rızasını kazananlardan olursunuz. Ey dostlarım, ihlas ile amel yaparsanız korkmayınız bu size ahirette itibar şereftir. Eğer tamah sahibi olup dünyaya düşkün değilsen sonunda varacağın yeri düşün. Merd o kimsedir ki önce iyice düşünür sonra amel etmeye başlar. Böylece sonunda yaptığı işten utananlardan olmaz.

Evet, yine nakledilir ki Emir Külan hazretleri bir imaret yaptırmaktaydı. Bu binanın inşasında pek çok kişi toplanmış çalışıyordu. Bu esnada Emir Külal aniden evine gitti. İşte o esnada inşaatta çalışan işçiler şöyle konuştular, dediler ki "eğer Emir Külal gerçekten veli ise bizim her birimize birer sıcak ekmek getirir ve verir" aradan bir müddet geçince Emir Külal geldi ama yanında hiç bir şey yoktu yerine gelip oturunca binanın çalışanlarından bazıları eğer veli olsaydın bizim arzu ettiğimiz şeyi getirdi diyerek aralarında konuşmaya başladılar. işte onlar böyle konuşurlarken Emir Külal hemen ayağa kalktı ve şöyle hitap etti" ey tahammülsüzler işte istediğiniz diyerek elini koltuğun altına sokup her bir çalışana yağlı sıcak ekmek dürümü çıkarıp verdi. o gün çalışanların hepside söyledikleri sözlerden dolayı pişman olup tövbe istiğbar ettiler. Ondan sonra sayın Emir Külal hazretleri bütün çalışanlara buyurdu ki" ey dostlarım. Biz arzu ederiz ki siz bizden ahireti ve ahirette kurtulmayı talep edersiniz nefsinizin isteklerini terk edersiniz. Nefsinizin isteklerini terk ediniz ki ahirette utanıp mahcup olmayasınız. eğer şükrederseniz Allah Zülcelal hazretleri size her istediğinizi ihsan eder. bu dünyada ne yaparsak ahirette onun karşılığını bulacağız. Ey dostlar dikkat ediniz ve uyanık olunuz. bir kimse heva ve hevesinden vazgeçmedikçe tuzağına av düşmeyen ve eli boş kalan avcı gibidir. eğer insan allah zülcelal hazretlerini unutur, gaflete dalarsa belaya ve musibete düşer. Ne yazık ki ömür bitmek üzere olduğu halde insan dünyalıklara dalmış nefsinin esiri olmuş ve ahiret yolculuğunu unutmuş ve ihmal etmiştir.

Evet, saygıdeğer okurlarım bir kusuru ve ayıbı var diye bir kimseyi kötüleyen, hakaret eden kimse kendi kendini helak etmiş demektir. İnsanlar bir kimse hakkında bundan bize zarar gelmez bu emin kimsedir derlerse o kimse bütün İnsanların zarar ve kötülüklerinden emindir. Kim Müslümanların aleyhinde konuşur onlara gıybet eder onlara iftira ederse araların da söz taşıyıp kovuculuk yaparak Müslümanları bir birine düşürürse Müslümanların hakkını gözetmez onların kalplerini kırar incitirse ve onları kendinden aşağı görürse işte o kimse şeytanın hizmetçisi olmuş olur. İflas etmiş vaziyette hakir ve zelil olur. İnsanların daima Allah-u Teala'nın emir ve Nehilerine uyması gereklidir.

Saygılarımla.