Çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Hakkari’ye gelen Bakan Tüfenkci, Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası’nda sektör temsilcileriyle bir araya geldi.

Sektör temsilcileri buluşmasında konuşan Bakan Tüfenkci, Hakkari'nin kendileri için çok önemli olduğunu, kentin istihdam problemlerini ve bunu gidermek için yatırımların önemini bildiklerini ifade ederek, Cazibe Merkezleri Programı kapsamında Hakkari'ye başvuran yatırımcılar arasında kente katkı ve istihdam sağlayacak yatırımların belirlendiğini dile getirdi.

Program kapsamındaki 23 il içinde projelerin belirlendiğini ve son onaydan çıktıktan sonra hayata geçireceklerini anlatan Tüfenkci, yeniden bölgelerin bir kalkınma ve sanayileşme hamlesine girmesini istediklerini vurguladı.

Hakkari gibi sınır illerinde yaşayan insanlar için sanayi kadar sınır ticaretinin de önemli olduğunu anımsatan Tüfenkci, şu ifadeleri kullandı; "Sınır ticaretini tabana yaymamız lazım. İnşallah başbakanımızın da talimatıyla bu bölgelerde sınır ticaret merkezleri oluşturmak için kolları sıvadık. Son aşamaya geldik. Önümüzdeki çok kısa zaman içinde onu da kamuoyuyla paylaşacağız ve burada sınır ticaretini biraz daha kolaylaştırarak esnaflarımıza yaymış olacağız. Biz ticaretin ve gelir bölüşümünün adil olarak tabana yayılmasını savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Onun için projeler üretiyoruz, sınır ticaretinin kente yayılmasını istiyoruz. Hayvancılığın Hakkari için önemli olduğunu biliyoruz. Terörle mücadelede yakaladığımız başarı arttıkça, güvenlik sağlandıkça yaylaların da mutlak suretle hayvancılığa açılması gerekir. Bunu da inşallah önümüzdeki dönemde buradan gelen haberlere, raporlara göre bunu da samimi olarak söylüyorum acil olarak açmamız lazım. Hayvan varlığını burada arttırmamız lazım, bu coğrafya buna müsait."

Sınır ticaretinde yeni bir model üzerinde çalıştıklarını, 3 kalemin yasak ama diğerlerinin serbest olduğu, üçüncü ülkeden gelen menşeli malların da alınıp satılacağı bir sistemi hayata geçirmek istediklerini aktaran Tüfenkci, "İnsanlarımızın kaçakçılık yaparak hem kaçakçı durumuna düşmemesini, orada canlarını kaybetmemelerini ya da çeşitli terör örgütlerine haraç vermemelerini istiyoruz. Bunu belli bir yasal statüde kayıt altında herkesin yapabileceği bir alan haline getirmek istiyoruz." dedi.

Türkiye'yi, bölgesel gelişmişlik farklarının azaldığı, refahın ülke sathına daha dengeli yayıldığı, ekonomik ve sosyal bütünleşmenin güçlendiği bir ülke haline getirmeyi hedeflediklerinin altını çizen Tüfenkci, bölgeler arasındaki yaşam standartlarını birbirine yaklaştırarak topyekün kalkınmayı sağlama anlayışını sürdürmek istediklerini bildirdi.

Türkiye'nin 15 yıldır her alanda büyüdüğünü ve büyümeye devam ettiğini belirten Tüfenkci, ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda çok önemli reformların gerçekleştirildiğini, ekonominin istikrara kavuştuğunu, sosyal dengelerin, refah seviyelerinin gözle görüşür şekilde iyileştiğini söyledi.

Tüfenkci, Türkiye'nin 15 yılda marka değeri olan bir ülke konumuna eriştiğini vurgulayarak, "Marka değerimizi yükseltebilmek adına daha fazla üretecek, daha fazla istihdam sağlayacak, daha fazla ihraç edeceğiz. Baktığımız zaman 2017 yılı içinde Cumhurbaşkanımızın da seferberliğiyle Türkiye'de 2 milyon 198 bin insanımıza yeni iş bulduk. Ama bu yeterli değil. Daha fazla istihdam sağlamamız lazım. Bunun için de daha fazla insana iş ve aş bulmamız lazım." diye konuştu.

2016'daki hain darbe girişimi, sonrasında başlatılan ekonomik saldırılar ve terör örgütleri DEAŞ, PKK, FETÖ, DHKP-C'nin saldırılarıyla Türkiye'nin çökertilmek istendiğine dikkati çeken Tüfenkci, kısa zamanda toparlandıklarını ve 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5.2, ikinci çeyreğinde yüzde 5.1 büyümeyi yakaladıklarına işaret etti.

Ülke olarak büyümeye devam edeceklerini kaydeden Tüfenkci, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Türkiye'de her yıl bir milyon genç iş gücüne katılıyor. Bu biz her yıl bir milyon gencimize iş, aş bulmak zorundayız. Bunun için her yıl yüzde 5'in üzerinde büyümeyi yakalamak zorundayız. Bunu yakalayabilmemiz için yatırım yapmamız, istihdam alanları oluşturmamız, ithalattan yerli ikameye geçmemiz lazım. Bununla ilgili çalışmalarımızı hükümet olarak devam ettiriyoruz. Aldığımız tedbirler, verdiğimiz teşviklerle özellikle yerli üretime geçme noktasında ciddi çalışmalarımız var. Biz orta vadeli büyüme planımızda şunu öngördük. Büyümeyi her yıl ortalama yüzde 5,5 olarak belirledik. Ve bu program boyunca ekonomik büyümenin sürdürülebilir ve kapsayıcı olması noktasında özen gösterdik. İhracatımızın da 2017 yılında arttığını yüzde 10 oranında büyüdüğünü görüyoruz. Yıl sonuna doğru her zaman olduğu gibi bazı felaket tellalları 'Türkiye'de ekonomi batıyor, kötüye gidiyor borçlarını ödemede sıkıntı çektiği' gibi 2016 yaptıklarının aynısını yapmaya başladılar. İnanın nasıl 2016 nasıl mahcup oldularsa, 2017 tahminleri tutmadıysa, bu kesimin 2018 tahminleri de tutmayacak. 2018'de de büyümemize devam edeceğiz, ihracatımızı, üretimimizi, istihdamımızı arttırmaya devam edeceğiz."

Bakan Tüfenkci, konuşmasının ardından toplantıya katılan sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sorun ve taleplerini dinledi.

Toplantıya katılan bazı katılımcılar Yüksekova'nın il olup olmayacağı ve Hakkari'nin durumu hakkındaki belirsizliğin ortadan kaldırılması talebinde bulundu.

İki yıl önceki Hakkari'ye göre yolları yenilenmiş, alt yapısını tamamlamış bir kentin ortaya çıktığını vurgulayan Tüfenkci, şunları dile getirdi; "Hakkari'nin turizme daha farklı bakış açısı getireceğini görüyoruz. Buralarda yapılacak otellerimiz ve tesislerimizle ilgi çeken coğrafyasının bütün ülkeye açılması noktasında bizlerde elimizden gelen gayreti göstereceğiz. İl ilçe olmazı bizim için önemli değil. Önemli olan oraya desteğin gücün verilmesi. Coğrafya değişmediği sürece il, ilçe, belde olsa da önemli olan zenginliği yaşatmak. Zenginlik olursa il de, bölge de olur. Buna fazla takılmayın. Sizler, 'biz nasıl üretim, ticaret yapabiliriz' onunla ilgili engelleri söyleyin, her türlü engeli kaldırırız. İl ilçe olacak tartışmaları uzun süredir var. Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız sonucunu sizlerle paylaşır. Hakkari il veya il değil. Burada ticaret dönmediği sürece, burada üretim olmadığı sürece bir anlamı yok. Nice beldeler bu gün 100 bin 200 bin nüfusa ulaştı. Ekonomik gelişmesini başardığı için. Sadece buna takılarak 'sermaye gidiyor' demek doğru değil. O zaman Yüksekova'ya çok yüksek oranda sermaye gelmesi lazım. Gelse zaten Hakkari'nin istatistiklerinden belli olurdu. Yüksekova il olacak diye trilyonlar oraya gelmedi" dedi.