Zebh: kesmek, boğazlamak demektir. Yani eti yenen hayvanların helal olması için usulüne uygun hayvanın boğazının kesilmesidir.

Yukarıdaki arz edilen hadisi şerifin açıklaması şöyle ki( hadisi şerifte, ben kesilmesine teşebbüs edilmiş iki zatın oğluyum.) deniliyor.

Bu iki kurban edilmesi istenenin birincisi Hz. Peygamber efendimizin, ceddi ekberi olan Hz. İbrahim AS oğlu İsmail (A.S)’dır. Şöyle ki İbrahim (A.S) bir oğlum olursa Allah yolunda kurban ederim diye Allaha duada bulunmuştur. Oğlu İsmail as doğup 8-10 yaşlarına gelince, Allah Zülcelâl hazretleri sözünde dur, oğlun İsmail’i benim rızam için kes demiştir. İbrahim as de durumu oğlu İsmail as açıklamıştır. Oğlu da babacığım madem ki Allah Zülcelâl hazretleri kesilmemi istiyor sen de zamanla vaad edilmişsin hiç tereddüt etme beni kes. Ben razıyım yalnız bıçağını iyi keskinleştir, babalık şefkat ve merhameti mani olmasın. Bıçağın bir çalmada boynumu kessin diyor. Ve babası oğlunu yatırıyor boğazına bıçağı çalıyor faklar bıçak kesmiyor. Allah Zülcelâl hazretleri İbrahim as bağlılığını gösterdin İsmail’in yerine gönderilen koçu kes diyor. Ve İbrahim as oğlu İsmail’i kaldırıyor. Koçu kurban ediyor.

İkinci kurban edilmesi istenen kimse ise babası Abdullah’tır. Babası Abdullah’ın kurban edilmesi olayı ise şöyledir?

Mekke’ye yerleşmiş olan (huzaa kabilesi, ceddi nebevi ( kusay bin kilab)’ın himmeti ile Mekke’den kovulmuşlardır. Yalnız huzaa kabilesi şehri terk ederken zem zem kuyusunu da kapatarak, yerini belirsiz hale getirmişler. Yeni yerleşenlerde kuyunun yerini bilmiyorlardı. Birçok seneler üzeri kapalı bulunan zem zem kuyusunun yerini peygamber efendimiz dedesi Abdul Muttalib’e bir gece rüyasında yeri gösteriliyor. Ve aynı zamanda da kuyunun açılması emrediliyor. Abdul Muttalip de oğlu haris ile tarif edilen yeri kazmaya başlıyor. Kazılan yer Kâbe’nin karşısı, aynı zamanda da orada dikili putların arasında bulunuyordu.

Kureyşliler Abdul Muttalib’i kazmaktan men ettiler, oda aciz kalınca ilahi çok evladım olsaydı bunlar beni men edemezlerdi. Eğer bana 10 tane erkek evlat verirsen, içlerinden birini sana kurban ederim dedi. Ve Kureyşliler’i bilahare ikna ederek kazmaya devam etti. Ve zem zemi çıkartı. Aradan bil hayli zaman geçince Abdul Muttalib’in 10 tane erkek o kadar da kız çocuğu oldu.

Abdul Muttalib’in bir gece rüyasında kurban edeceğin oğullarından birini kurban olarak kes denildi. Ve rüyas ıda her gün devam ediyor. Oğlunun birisini kurban etmesi isteniyordu.

Nihayet oğullarından birinin kurban edilmesine karar vererek oğullarını başına toplayıp rüyasını anlattı. Oğulları da rüyanı gerçekleştir diye 10 da kesilmeye razı oldular. Ve hangimizi kesersen kes diye 10 da kesilmeyi istediler.

Abdul Muttalip de oğulları nanıma kura çekti, kura çok sevdiği 20 yaşındaki yakışıklı oğlu Abdullah’a isabet etti. Abdul Muttalip oğlunu yatırdı kesmek üzereyken Kureyşliler müdahale edip elinden bıçağı aldılar. Dediler ki bir kâhine danışmasını söylediler. Ve toplu olarak kâhine ( gaipten haber veren kimse) gittiler.

Kâhinde sizde, bir adamın diyeti ne kadardır diye sordu. Onlarda 10 devedir dediler.

Öyle ise 10 deve ile Abdullah arasında kura çekin develere çıkarsa onları kesin Abdullah’a çıkarsa, 10 deve ilave edin, kura develere çıkıncaya kadar, 10’ar 10’ar artırın tavsiyesinde bulundu.

Kurbanlık develer 10’ar 10’ar artırılarak devam etti. Nihayet kurbanlık develer 1010 artırılarak 100 deve olunca kura develere isabet etti. Ve böylelikle Abdullah kesilmekten kurtuldu 100 deve de hem kesilerek fukaralara dağıtıldı. Bundan sonra da Araplar arasında bir adamın diyeti 100 deve oldu.

Diyet( bir adamın canına karşı verilen mal veya nakit para) böylece yukarıdaki arz etmiş olduğum hadisi şerifin yorumunu yapmış oldum. Saygılarımla.