Evet, saygıdeğer okurlarım. Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim'in Rad suresi ayet 28'de şöyle buyurmaktadır; "Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur."

Evet, bu ayeti kerimede, doğru yolu arayanların nitelikleri anlatılmaktadır. Müslümanların gönüllerini huzura kavuşturan zikreden maksat Kuran'dır. Bununla birlikte zikir (anmak) manasına da gelir. Ayeti kerimede bu mananın, yani dil ile veya kalp ile Allah-u Teala'nın anılmasının kast edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Allah-u Teala'nın hidayete erdirdiği kimseler, Allah'a ve Kuran'a gönülden ve samimi olarak inanan, Kuran-ı Kerim'i okumakla ve Allah-u Tela'yı anmakla kalpleri huzur ruhları sükunet bulan kimselerdir.

Evet, işte insan olarak da bizleri çok derinden etkileyen, en acı duygulardan biri yalnızlıktır. Burada yalnızlık tek başına kalmışlık değildir. Çoğu zaman kalabalıklar arasında da kendimizi yalnız hissettiğimiz anlar olmuştur. İşte bunun dışında rızık telaşı gibi ruhsal bunalıma girmemize yol açan veya bizi huzursuz eden başka sebeplerde vardır. Kaynağı ne olursa olsun maddi sıkıntılar, insanın kalbinde manen ve bir boşluk olanlar için telafisi mümkün olmayan felaketlere yol açar. İşte bu sıkıntılara göğüs gerebilmenin tek bir yolu vardır, oda kalplerimizi manen doyuma ulaştırmaktır.

Evet, ele aldığımız ayeti kerime bu doyuma nasıl ulaşabileceğimizi öğretiyor. Bizlere ki oda Allah-u Teala'yı zikrederek evet inanlar olarak çok zor olan zamanlarımızda hakkı hatırımıza getirmek suretiyle onun gücünü hissetmekle bizlere bir güven verir. İşte bu durumda yalnızlık duygusunu yendiğimiz gibi, hem de krizden kurtulmuş olan ruhumuzu da çok güzel bir rahatlık, ferahlık ve sükunet kaplar yüreğimizi. Çünkü Allah-u Teala dilemedikçe kötü bir felaketinde gelmeyeceğini biliriz. Öyleyse Allah'ın varlığını hissetmemizin de yolu Allah-u Teala'yı zikirdir. Evet zikir Allah-u Teala'yı anmak ve hatırlamaktır. Şunu da açıkça ifade edeyim ki, Allah-u Teala'yı sadece darda sıkıntıda kaldığımız zaman hatırlamamız doğru değildir.

Evet, maddi ve manevi hiçbir sıkıntımızın olmadığı durumlarda da, Allah-u Teala'nın biz kullarına vermiş olduğu nimetlerini anıp zikrederek, Allah'a karşı şükranlarımızı yerine seve seve getirmeliyiz. Evet, zikir faaliyetlerini hem bedenimizle ve hem de dilimizle yaparız. İşte her gün 5 vakit namazda bir zikirdir. Allah-u Teala Kuran-ı Kerim'in Taha suresi ayet 14'te aynen şöyle buyurmaktadır; "Kuşkusuz ben, yalnız ben Allah'ım, benden başka Allah yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namaz kıl" diyor ya. Esasında Allah-u Teala namazın esas gayesinin zikir yani Allah-u Teala'yı hatırlamak olduğunu da bu ayeti kerimede açıkça bildiriyor. Zikrin en faziletlisi La ilahe illallah'tır. İbn Mace Edep 55 hadisince de beyan edildiği gibi bunun dışında subhanallah (teşrik) elhamdülillah (tahmid) Allah-u Ekber (tekbir) gibi rabbimizin varlığını, gücünü ve büyüklüğünü hatırlatan cümleleridir. Fırsat buldukça tekrarlayıp üzerinde tefekkür ettiğimizde bu vazifeyi dilimizle de yerine getirmiş oluruz. Yaratıcıyı andıkça ona daha fazla yaklaşırız. Bu yakınlık arttıkça onunla adeta dost oluruz. Bu kainatın yaratıcısı Mevla'mız dostumuz olunca da onun eseri olan her şey de bize sevimli gelir. İşte kalbin doyuma huzura ulaştığı nokta burasıdır. Şunu açıkça ifade edeyim ki; "Sevginin olmadığı yerde huzurdan, huzurun olmadığı yerde de sevgiden bahsedilemez."

Evet, şunu da hatırlatmakta yarar vardır. Yüceler yücesi rabbimizi hakkıyla anmamız için her şeyden önce, o yüce rabbimizi anmaktan alıkoyan, engelleri ortadan kaldırmalıyız. Allah-u Teala'yı zikretmemize engel olacak boyutlara ulaşmasına izin vermemeliyiz. Bu meyanda Allah-u Teala'nın da nimetlerini unutturan her türlü bütün kötü alışkanlıktan da uzak durmalıyız. Saygılarımla.