Evet saygı değer okurlarım, Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-I Kerim'in Sad suresi ayet 60 ve 61'de şöyle buyurmaktadır; "Asıl rahat yüzü görmemesi gereken sizlersiniz. Bizi bu duruma siz sürüklediniz, ne kötü bir yurt burası derler. Ey rabbimiz diyecekler, bunu bizim önümüze kim sürdüyse Cehennemde onun azabını bir kat arttır."

Evet ahret hayatına inanmayanlar için dehşet verici korkuları ve azapları, inananlar için ise ümitleri ve nimetleri bize hiç dehşet verici korkuları ve azapları, inananlar için ise ümitleri ve nimetleri bize hiç uzak görülmesin, çünkü hepimiz için hayat takviminin  son yaprağı her an son bulabilir. Evet hayat filmimiz bir anda bite bilir.öyle değil, televizyonda seyredilen bir filmin bir başlangıcı ve bir de bitişi vardır.işte hayatımızda böyledir.aynen bir filmi andırmaktadır. Aynı zamanda  aktörlüğünü de kendimiz yapmaktayız. Meleklerde kayıt işini olduğu gibi yazmaktadırlar. İşte bu kayıtlar yarın kıyamete bizlere olduğu gibi takdim edileceğini ve kendi hayat filmimizi seyredeceğimizi yüceler yücesi rabbimiz şöyle buyurmaktadır. Kuran-ı Kerim'in Casiye suresi ayet 29'da aynen şöyle der; "İşte kitabınız size karşı gerçeği söylüyor. Çünkü biz yapmakta olduklarınızı kaydediyorduk." Evet şu gerçeğe inanmak gerekir ki, bu dünya hayatımızın tamamen ve hiç bir eksiklik ve hiç bir atlama olmadan, Allah Zülcelal Hazretlerinin melekleri tarafından kayda geçirilmektedir. İşte bu gerçeği de Allah Zülcelal Hazretleri Kuran-ı Kerim'in hap süresi   de ayet 16 ve 17 şöyle buyurmaktadır; "And olsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Üstelik bir insanın sağ tarafından, biride sol tarafında oturmuş iki alıcı melekler onun yaptıklarını alıp kaydetmektedir."

Evet, saygı değer okurlarım. Şunu açıkça ifade edeyim ki bugün geçmişte neler yaptığımızı belki de tam olarak her şeyiyle hatırlayamamaktayız. İşte bu yüzdende hayat filmimiz çok hassas bir şekilde kaydedilmektedir. Evet bu film yarın ahrette bize izlettirilecektir. Taki dünya yaptıklarımızı inkar etmeye ve kötülüklere mazeret bulmaya imkan kalmasın. İşte bu gerçek Kuran-ı Kerim'in İsra suresi ayet 13 ve 14'te şöyle buyurmaktadır. "Her insanın amelini boyuna astık. Kıyamet günü onun için bir kitap çıkaracağız ki ona açılmış olarak ona kavuşulacaktır ve kendisine oku kitabını. Hesaba çekici olarak bugün nefsin sana yeter denilmektedir."

Evet, işte kitabın, oku onu bugün hesap görücü olarak senin nefsin sana yeter. İnsan, işlemiş olduğu amelleri yazan bu kitabı gördükten sonra hiçbir şeye itiraz edemeyecek ve orada yazılı olan bütün işleri yaptığına kendi nefsi de şahitlik edecektir. Bu konuda bir başkasının şahitlik etmesine gerek kalmayacaktır. Çünkü kendi nefsi kendisini hesaba çekecektir. Adeta bütün hayatının filmini görecek ve hiç bir itiraz imkanı bulamayacaktır. Evet, işte o ahret günü sahnesini şöyle bir gözümüzün önünde canlandıralım ve insanların hangi durumda olacaklarını bir düşünmeye çalışalım. Evet bir yanda büyük pişmanlık duyan ve dehşetten çıldıracak vaziyete gelenler, olacak bir yanda da, mutluluk yurduna ulaşmaktan dolayı sevinç duyanlar olacaktır. Pişman olanlar keşke toprak olsaydık diye yalvaracaklar. Ateşin karşısında durdurulup da, ah keşke dünyaya geri döndürülsek de rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak dedikleri vakit hallerini bir görsen. Enam suresi ayet 27

Evet, dünya hayatında yapılan kötülükler, bir bir ortaya dökülüp, kişiye bunların hesabı sorulduğunda günahkar olan insanlar şöyle bir talepte bulunacaklar. Yine Kuran-ı Kerim'in Secde suresinde belirtilen şekilde suçlular rablerinin önünde yani bizzat huzurunda boyunlarını büküp ey rabbimiz gerçek hakikati gördük ve işittik. Artık şimdi bizleri dünyaya döndür ki, Salih ameller işleyelim, biz artık kesin olarak  inanmaktayız dedikleri vakit onları bir görsen. Secde ayeti 12
Evet, Allah-u Teala yine Kuran'ın Fatır Suresi ayet 37'de itiraz eden günahkarlara karşı şöyle hitap edecektir; "Onlar cehennemde, ey rabbimiz. Bizi buradan çıkar ki dünyadayken işlemekte olduğumuzdan, Salih ameller işleyelim diye bağırışırlar. Allah ise onlara şöyle der; "Sizi düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcıda gelmişti, öyle ise tadın azabını çünkü zalimler için hiç bir yardımcı yoktur."
Evet,  saygı değer okurlarım ahretteki nedamet, pişmanlık, fayda sağlamayacaktır. Çünkü Allah Zülcelal Hazretleri iyi ve tüm güzellikleri insanlara öğreten Peygamberleri ve beraberinde kitapları insanlara göndermiştir. Böylece neyin iyi neyin kötü olduğunu haber vererek ahrette bazı insanlara mazeret bulma imkanını bırakmamıştır. Nitekim Kuran'ın Zümer süresi ayet 71'de şöyle buyurmaktadır; "Gerçekleri inkar etmiş olanlar guruplar halinde Cehenneme sevk edilecek. Nihayet oraya vardıklarında, cehennemin kapıları açılacak, bekçileri onlara, içinizden size rabbimizin ayetlerini okuyup buyuran böyle bir günle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran bir elçi gelmedi mi? diye soracak? Onlarda evet geldi diyecek ama inkarcılar için artık azap hükmü kesinleşmiştir."
Evet, şu gerçeği asla unutmayalım. Öldükten sonra tekrar diriltileceğiz ve bu dünya hayatımızın hesabını vereceğiz. Bu imanın şartlarından biridir ve her Müslüman buna inanmalıdır. Ahrette pişman olmak istemiyorsak yüze kitabımız Kuran'ın ve Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimizin emir ve tavsiyelerini tutalım. Aksi halde ahretteki pişmanlık hiç bir fayda sağlamayacaktır.
Saygılarımla.